Advert
Hedefi Ukba Olana Yoktur Cefa

Hedefi Ukba Olana Yoktur Cefa

Bu içerik 6143 kez okundu.
Yürüdüğümüz hayat yolunun tek çıkışının ahiret olduğunu unuttuğumuz, yeni yaşamın hızına uyup sükûnetimizi bozduğumuz, rehbere muhtaçlığımızı bilen Rabbimizin yol göstericileri ile bağımızı anlamdan ıraklaştırdığımız, başıboş yanlış istikametlere adandığımız, Yaratıcımız hayrımıza her daim vesileler yaratırken gözlerimizi, gönüllerimizi hayra ve sefaya kapadığımız; içindeki hayrı hayatımıza yayamadığımız, hayatın kalabalığından iç sesimizi duyamadığımız ve yolda kalmayı yolda olmaya yeğlediğimiz, yolculuğumuzu setreylediğimiz  günlerdeyiz…
Ne zaman çıkardık realiteyi hayatımızdan, ne zaman kapadık gözlerimizi ölüme , işte o zaman kaybettik yolumuzu ve havf - reca dengemizi. Kendi ateşimizi kendimiz tutuşturduk, ateşe atlayan böcekleri engellemek isteyen kişi misali bizi her seferinde ateşten korumaya çalışsa da Rabbimiz, biz ısrarla ateşe doğru uçtuk, kendi ateşimizi tutuşturduk.
Hedefimizi yanlış belirledik. Dünya ve ukba saadeti; hedefi ahiret olanın iken biz dünyayı gaye edindik. Kolay kazanılan ve geçici olan maddi gayeler ve kazançlar peşine düştük. Oysa zor olanı kazanmak iki cihanda hakiki saadetti. Hedefimiz şaşınca gayemiz, amacımız, kazancımız şaştı.
Her an bizi ölüme çağırırken kabirler, kabir ziyaretleri kabirdekilerden çok bize fayda verirken, kabirleri çıkardık şehrin dışına, kabir ziyaretlerini ibretlik vasfı uzağına ve ölümü de bilinç dışına.
Zamanla ölümü unuttuk, hayatımızı ölmeyecekmişiz gibi yaşamaya başladık, özümüzden uzaklaştıkça amaçlarımızı şaşırdık. Ölüm çağırırken bizi sürekli yanına; daha fazla konfor, daha fazla lüks, eğlence oldu hayatın anlamı. Oysa DÜNYA BiZiM OLSA NE YAZAR, GiRECEĞiMiZ 2 METRE MEZAR. Üstelik devamı var, ölüm ötesinde hesap hepimizi yakalar…
Ama biz paylaşamadık işlerimizi, şehirlerimizi; zulümden bize sığınanlara bile esirgedik misafirperverliğimizi. Duyarsız çocuklar yetiştirdik, kardeşlerinin acısından bihaber; saygı, sevgi, şefkat fakiri; teknoloji esiri. Zamanın hızına ve aldatıcılığına aldandık, tükettik, hor kullandık; bize, imanımıza, gayemiz ve amellerimizdeki salihliğe şahit olacak olan zaman ve mekanı. Gönlümüze hazanlar düştü dünyada; ukbadan gözümüzü, gönlümüzü ayırdıkça ve yürüyen merdivende inişte iken tırmanmaya çalıştıkça yorulduk ve yukarıya çıkamadık adım attığımızı sansak da. Biz de çevremizde farkedemedik aşağıya atladığımızı, düşüşte olduğumuzu ve pişmanlığın sonunu yere çarpana dek. Oysa gayesi ahiret olanın merdiveni hep çıkışta idi dünyada görünmese bile ve Allah Er-Rafi esmasıyla yüceltiyordu hem dünyada hem ukbada hakedeni, halis niyetliyi ve ahireti hedefleyeni.
Kendisiyle beraber cephe cephe dolaşan Bera bin Malik’ten dua isterdi Halid bin Velid, yüreğindeki samimiyetine istinad ve itimadla ve zaferle taçlanırdı duaları cihatlarda. Bera bin Malik’in son duası; kendisi için Resulullah’a vuslat, islam ordusu içinse zafer dileğiydi. Savaştığı son cephede Rabbine şöyle dua etmişti: “ ALLAHIM ÖLÜM BENi YATAĞIMDA YAKALAMASIN…” Bu, bir veda tebessümüydü ve gözlerinin şahit olduğu son şey islamiyetin zaferiydi. Peki biz “Amin” diyebiliyor muyuz yatağımızda yatmayı, dinlenmeyi, tatili çok severken, böyle güzel dualara. Amin diyelim Bera bin Malik’in duasına onun kadar ihlaslı olamasak da. Koşalım, didinelim, çabalayalım ve durmayalım; DURDUĞUMUZ YER, ÖLDÜĞÜMÜZ YER OLSUN…
“Hayırda yarışın.” diyorken Resulullah bize, biz nefsimizi arkada bırakıp çıkabiliyor muyuz yola sadece rıza-i ilahi niyeti ile, sadece ukba gayesiyle.  Biliyor muyuz asıl sefa, hakiki mutluluk Allah yolunda; HEDEFi UKBA OLANA YOKTUR CEFA.
Farz olanları yapmaktan ibaret sanmayalım dinimizi, kuralım hassas terazimizi. Unutmayalım yapıldığında mükafatı büyük olanın yapılmadığında azabı da büyük olur. Kalbimizi secdelerle temizleyip gönlümüzü hazanlardan koruyalım. Zekat ve oruçla hamlıktan pişmeye geçerken Ramazanı hoş bulalım ve hoş tutalım; Kuranın rehberliğinden ayrılmayalım. Bize yolumuzu göstermek için rehberler verenin izini takip edelim ve izleri aksettirebilelim. Kur’an’ı ve hayrı susuz yüreklerimize, yüreklere serpip ferahlığına erelim. Yüreklerimize ilahi sesler dinletelim açmazlarımızda ve işaret levhamız olsun hedefimiz, çıkmazlarımızda. Sorunlarımızdaki sırrı keşfedip, deva bulalım derdimizdeki şifayla. Yol ayrımına geldiğimizde ahiret olsun seçtiğimiz istikamet, yolumuz uzun yükümüz ağır olsa da ve gayemiz yalnız olsun ilahi rıza; o zaman götürmez çetin de olsa hiçbir yol bizi mutsuzluğa.
Elimizden tut Allah’ım, bizi bırakma nefsimizle baş başa bir an bile olsa. Yükümüz ağır, yol belki zor görünüyor kulluk bakışıyla; sen çevir yüzümüzü yalnız sana, yoksa meçhullerde kayboluruz uzağında, boğuluruz dünya aldatmacaları ve nefsin tuzaklarında. Kendimizden ve senden yine yalnız sana sığınırız muhtaçlığımızın idraki ile. Bizi kendi yaktığımız ateşten ve aldatmacalarımızdan koru merhametine layık olmasak bile. Yorulsak da bize koşmayı nasip eyle, vuslata dek durmayacak bir güç ve istikrar lütfeyle. Eyüp sabrımız olmasa da umudumuz var Rahim olan adının şanından, merhametinin gazabını geçişinden. Er-Reşid esmanla bizi doğru noktaya ulaştır, irşat et; en-Nafi isminle hayırlı ve faydalı şeyleri ver; er-Refi esmanla dünyada da ukbada da yükselttiklerinden, yücelttiklerinden eyle. Yardım yalnız kendisinden istenen, kulunun her şeyine yeten ya Kafi, ayaklarımızı istikamet üzere sabit kıl, bizi bize bırakma, hedefimizi ukbaya sabitle.
Hayırla meşgul olmak, hayra yönelmek, hayırda koşturmak ve hedefi hayır olan hayırlı nesiller yetiştirebilmek duasıyla. Doğru istikametler, hayır dolu anlar…
DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
Ergani'de şimşek deprem etkisi yarattı!
Ergani'de şimşek deprem etkisi yarattı!
Otomobil ile minibüs çarpıştı; ölü ve yaralılar var
Otomobil ile minibüs çarpıştı; ölü ve yaralılar var