Advert
GEZi PARKI OLAYLARI VE YAœZLEŞME

GEZi PARKI OLAYLARI VE YAœZLEŞME

Gezi Parkı olayları aracılığıyla değişen dünyamızı, toplumu,gençliği doğru okumalıyız.

Bu içerik 6047 kez okundu.
Anlamaya calışmak yerine komplo teorileri üretirsek  ne bireyi ne toplumu ne de sorunları doğru okuyabiliriz. Üstelik okumaya çalışırken önyargılı olursak okuduğumuzu anlamaz, en kötüsü de yanlış anlarız. Ve sorunlara çözüm bulamayız. Geziyle birlikte geziyi ve değişimi anlamalıyız.
 
Gezi parkı eylemlerinde dış mihrak aramak yerine önce talepleri, istekleri anlamaya çalışmalıyız. Çevre dostu samimi protestocular kadar  siyasi arenada yenemediğini yenmeye çalışan olayları fırsat bilen istismarcılar da var.  En tehlikesi şiddete meyilli toplumsal terörizmi başlatanların olması ve tüm eylemcileri bir tutup hepsine aynı muamelede bulunan, şiddetle bastırmaya çalışan merhametsiz  müdahaleler.Kışkırtma, niyetten sapma da var ama asıl var olan gençlerin otoriter bir hukumet istemeyişleri.  Asıl istenen tüm düşünce ve dileklerini özgürce ifade etme hakları. Muhalefetin meşruluğu kadar muhalif kitlenin isteklerini dile getirmesi de doğal. Gezi  parkı eylemlerinde çevre duyarlılığı kadar bir özgürlük ve hak talebi ve duyarlılığı da var. Büyüklük tutkusundan, ideolojik körlükten  ve meşru olmayan müdahaleden kurtulmalı, bastırmaya değil anlamaya çalışmalıyız.
 
Yapılan saha araştırmaları olaydaki tepkilerin ve taleplerin iktidarı değiştirmek değil, iktidarın sınırlarını belirlemek olduğunu söylüyor. iktidarlar kendine benzeyeni, yakın olanı desteklerken farklı olnın taleplerini ciddiye almadığını çok gördük. Yüzleşmeliyiz kendimizle ve sınırlarımızı bilmeli, farklılıklara saygı duymalıyız. Zorlayıcı, müdahaleci değil önce kucaklayıcı, anlayıcı, kabullenici olmalıyız. Anne şefkati gibi hiçbir evladı ayırmadan şefkat dolu,eşitlikçi ve adil olmalıyız. Şiddet değil şefkat içeren bir üslup kullanmalıyız ki hükümetin şefkat, hoşgörü dilini kullandığı zaman ulaştığı olumlu sonuçları gördük..
 
iletişim çağındayız ,tavır ve  üslup çok önemli; yapılan işin, niyetin değerini doğruluğunu zedeleyebiliyor. Başbakanın da polisin de eylemcilerin de üslubu zaman zaman  şiddet içerikli  ve yanlış olabiliyor. Hayatta olduğu gibi siyasette de fiili ve sözel şiddete karşı olmalıyız. Diyalog, katılım, hoşgörü ve özgürlüğü hayatın her anında ve siyasette de kabullenmeliyiz. Murat Menteş’in ifade ettiği gibi devlet baba değil kanka devlet istiyor gençlik. Ebeveynler gibi devletin de kendini değişime uydurmasını ve sınırlarını esneterek hoşgörüye ulaşmasını istiyor. Kendini anlayan , dinleyen, onaylayan, kabullenen…
 
Mustafa islamoğlu’nun tabiriyle önce gazını boşaltmasına izin vermeliyiz toplumun yoksa gaz çıkacak yerleri tıkarsak düdüklü tencere patlar. “Meşru protestoları önlerseniz  gayrimeşru protestolara yol açarsınız”. Tam da barışı, huzuru hakim kılmaya çalışırken toplumu bölüp, kutuplaştıran, krize yol açan aslında azınlığı önemsemeyişimizden kaynaklanıyor. Büyüklük tutkusundan çıkmalıyız. Eylemciler kadar eylemi durdurmaya çalışanlar da adil,samimi ve merhametli olmalı.
 
Gezi parkı vasıtasıyla kendimizle yüzleşmeli, kendi tavır ve fikirlerimizin meşruluğuyla ve şiddet içerikli üslubuzla mücadele etmeliyiz önce. Farklılıkların hak ve taleplerini de dikkate alarak , farklı kesimlerle karşılıklı saygı içinde yaşayabilmeliyiz…
 
DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
Madde Bağımlıları Mücadele Derneği’nde silahlı kavga
Madde Bağımlıları Mücadele Derneği’nde silahlı kavga
Bizans ve Romalılara ait tarihi eser yakalandı
Bizans ve Romalılara ait tarihi eser yakalandı