Advert
çœBiZ(?)ç  OLMAYALIM

çœBiZ(?)ç OLMAYALIM

çœBizçden olmayanı anlamak ne kadar zormuş, kabullenmek...

Bu içerik 6229 kez okundu.
Anlamamanın sebebi ötekileştirmek, ötelemek. içinde ya safiyane bir cahillik-naiflik ya da kibir barınıyor en fazla. Tahammül edememenin en önemli sebebi kendini üstün görmek, diğerlerini hor. Kendi branşını daha üstte gören kişi altta gördüğü branşı küçümsüyor ya da altta olduğunu sanan üst bildiğine tahammül edemiyor . Yıllarca tahammülsüzlük yüzünden en büyük kardeşlerimize düşman olduk. Ya zulmettik ya zulme uğradık ya da sessiz kaldık. Yine anlamadık, yine “biz” olduk…
Kendi takımını yıldız bilen karşı takımın taraftarına tahammül edemedi; taraftar, tuttuğu takımın mağlubiyetine. Galatasaraylı futbolcuların psikolojisi değildi önemli olan yalnızca kazanmaktı. Kendi kazanamadıklarımızı tatmin etmekti taraftarlıkla… Başka ırka mensup birinin, aslında kardeşlerimizin çektikleri hiç sızlatmadı yürekleri aynı toprakları paylaşırken bile. Bizim ülkemiz huzurlu iken komşumuzun zulümde boğulması ilgimizi çekmedi…
Kendi ırkını üstün sanan diğer ırkı anlamadı, kabul edemedi. Kendi fikrini beğenen farklı fikirleri…
Yahudiler Filistin’i yıllardır işgal ediyor, Mescis-i Aksa Müslümanlar’ın secdelerine hasret, Müslümanlar bilinçli, “biz”siz secdelere . islam ülkelerindeki işgal programına durmadan bir yenisi ekleniyor.  Bir başka topluma, millete karışma hakkını kendinde bulanlar aslında hangi niyeti  güdüyor? Ortadoğu coğrafyasında kaos, savaş, vahşet sürüyor, ruhlarımızda da,zihnimizdeki uyuşmuşluğun aksine.  Ya gerçekten bilmiyoruz, ya duyarsızız ya da anlamak ve kabullenmekten çok uzakta…
Afrika’da yıllarca iç savaş yaşandı, kendi zengin kaynaklarına rağmen en büyük fakirliği onlar yaşadı. Orta Afrikada şiddet devam ediyor; aç olan gözleri ne petrol doyurmaya yetiyor ne de yıllardır akan masum kanları.. Afrika asıllı futbolcu Drogba sadece takımının,işinin değil ülkesinin  geleceğini etkiliyor. Hangi işle meşgul olursak olalım insanlara verebileceğimiz dersler var, gerçek “biz”likten yanaysak. Kürt ve Türk kardeşlerimizle empati kurmak; barışın, birliğin aktif olarak istenmesi ve sağlanması, barış sürecine desteğin tam olması, anlamak, tahammül etmek düşüyor bize önce “biz”likten yana . Hatta anladığında tahammülü gerektirecek bir şey kalmadığını görecek gönlü-gözü açıklık düşüyor. Dinamik, doğurgan ve niyetiyle davranışları paralel, aktif iyilik, iyi olmak yetiyor.
 Bir Suriye uçağı düşürülüyor gerekçeleriyle ve (umarım doğru değildir) esir olan pilota en hoşgörülü dine, islam2a inanlar işkence ediyor esirlere en hoşgörülü davranan Resul’un aksine. islamiyet’le bağını doğru kuramayanlar, savaşın-vahşetin mağdurları intikam hırsıyla zalimden farksızlaşıyor. Kendi mazlumluğunu zulme dönüştürüyor . Oysa ne demiş Hz. Ömer; “Kendimi en zayıf hissettiğim an en güçlü olduğum andır.” . Nasıl ki islam Konferansı Örgütü ilk defa 1969’da Mescid-i Aksa’ya düzenlenen saldırının akabinde toplandıysa zayıflık güçlenmeye vesiledir, ayağa kalkmaya zorlayan bir tetikleyicidir. Buradaki güç günümüzdeki gibi teknolojik, donanımlı değilse de manevi güçtür ve en büyük donanım inançlı bir birlikteliktir. Taşı delen bir bitki aciz görünse de sabrı ve azmiyle mücadelesindeki istikrarı ile güçlendi ve güneşe doğru boy verdiyse biz de dua, inanç ve azimle hayatın olumsuzluklarına karşı güçlenecek; zulüm ve işkence ile değil  vicdan ve ahlakla, anlayış ve bir-likle tüm ayrımcılık, bölücülük, zalimliklerin karşısında zafer sahibi olacağız.
Koltuk sevdasında olanlar hangi mecrada olursa olsun yönetimi bırakmamak için, mevki aşkı için diğerlerini kendi çıkarları uğruna feda ederken dünyaya bağlanmanın akibetine gözlerini kapayanlar aslında kendi sonunu hazırlıyor. Tekerrür eden tarih bile kapalı gözleri, vicdanları açamıyor.iman hassasiyeti olmayınca, maneviyatlar dünya rızkı, makamı için yıkılıyor.  
Cemaat, tarikat, ırk, inanç,  ideoloji, siyaset , fikir  “biz”liği hep sürüyor. Bu bölen bir “biz”lik,  “biz”-deki birleştirmenin aksine. “Siz”i doğuran  “biz”ler  bitse, biz olmak ötekileştirmeyi doğurmasa…
Dünyayı bakılması gereken yanları dışında unutabilsek, bırakabilsek… Dünyayı cennet gibi görüp cenneti unutmasak… Dünyayı  cehenneme çevirirken cehennemi hatırlasak…
itibarı, makamı kendi ihlas ve samimiyetimizde arasak, bize uzak olan yaralarla yaralansak ve hassasiyetimizi en zirvede yaşayıp tüm haksızlıkların karşısında, mazlumların yanında olabilsek. Bizden olmasa da… Biz kimiz ki?… Kendimizi nitelik, insanlık, kulluk üzerinden tanımlasak ve “biz”leri kaldırsak.. Biz(!)den olmayanı da anlayıp el uzatabilsek…
Sadece kul ve insan olduğumuz; zirvenin makam ve mevki, madde olmadığı; dünyayı almamız gerekenler dışında bırakabildiğimiz; doyduğumuz; anladığımız; çıkarlarımız değil haksızlık için aktif olduğumuz, iman ve insan hassaslığıyla dolu  günler dileğiyle….
 
DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
Ergani'de şimşek deprem etkisi yarattı!
Ergani'de şimşek deprem etkisi yarattı!
Otomobil ile minibüs çarpıştı; ölü ve yaralılar var
Otomobil ile minibüs çarpıştı; ölü ve yaralılar var