Çocuk terbiyesi, terbiye edenlerin terbiyesiyle başlar aslında; çünkü iyi terbiye edilmiş olan iyi terbiye eder ve iyi şahsiyetler yetiştirir. Öncelikle terbiye eden vasfının, bizi terbiye edilmekten kurtarmadığını bilmeli, çocukları Allah’ın bir ayeti, emaneti olarak görmeli ve okumalıyız.
insan sükun, huzur bulduğu yerde sakinleşir, gelişir. Eğitim kurumlarında iletişim, saygı, şefkat,huzur güçlenmeli ki terbiye, eğitim kaliteli olsun. Önce kendisiyle, sonra diğerleriyle iletişimini güçlendirmeli eğitimci ki çocuklarla iletişim kurabilsin.
Çocuk şahsiyet gelişiminde öncelikle şefkat, sevgi unsurlarına dikkat etmeliyiz; sonra da bilgi ve ilgi.
Sırf formel bilgiyle yetiştiriyoruz çocukları , şefkati, sevgiyi ihmal ediyoruz. Eğitimin temeli şefkattir oysa. Muallimde bilgiden önce şefkat olmalıdır. Bilgiye muhtaç olan şefkate de muhtaçtır; çünkü o zayıftır.Terbiye öncelikle karşıdakinin yüreğini kazanabilmektir ve ona eğilebilmektir. Öğretenler öğrettiklerine şefkat duymalı önce, taş yontmadığının farkında olmalı, çocukların kalbini kazanmalı. Sevgi ve şefkat olmadan bilgi iletilmez. “ Önce sev sonra ne yaparsan yap.” diyebiliriz o zaman; çünkü hakkıyla seven kötü birşey yapamaz zaten.Bu nedenle annelerin en cahili öğretmenin en aliminden daha iyi eğitir hayat okulunda, anneliğin hakkını verebilen bir anneyse.
ikinci önemli husus bilgidir. Terbiye eden bilgiye hakim, terbiye sanatına sahip olmalı. ilettiği şeyin değerini bilmeyen hakkıyla iletemez. Terbiye edenin bilgiye karşı sevgisi, ilgisi olmalı. Bilgi sürekli bir gelişme ve geliştirme isteyen önemli bir unsurdur. Bilgiye açık olmalı bilgi veren, kitabi bilgileri şefkat süzgecinden geçirerek uygulamalı. Öğretirken kendisine de öğreten olmalı. Kendi terbiye sürecini doldurmuş değildir öğretmen öğretirken. islam tarihinde, ilim tahsilinde halkalar oluşturulmuştur. Başlangıç, son yoktur. Başlangıç heryerdir ya da hiç biryer… Bir parçayı çekince diğer parçalar da önemini kaybeder. Her çocuk öğretmen kadar mühim, öğretmen de çocuk kadar terbiye edilen…
insanın manası ruhundadır. Terbiye edilende ruh olduğunu unutmamalı, onu kalıba sokmaya çalışmamalı öğretmen. Karşısıdaki at değil, öğretmenler de at terbiyecisi değildir. Emekle, sevgiyle büyür çocuklar. Sevgi ve şefkat ilgi olarak yansımalıdır. Paylaşıldıkça, verdikçe artar şefkat, sevgi, bilgi. ilginin olmadığı bilgi iletilemez. ilgisini yoğunlaştırmalı ki bilgiyi iletebilsin öğretmen.Samimi bir yaklaşımla, içten bir değerle ilgilenmeli ki çok daha iyi, kaliteli olsun terbiye.Bilinçli bir özen, gösterildiği herşeyi daha nizamlı kılar. Bilinçli çaba, ilgi; terbiyeyi iyi…
Çocuğun fiziki, bedensel gelişimine aşırı bir vurgu var. Onların kalbi, akli gelişime ihtiyaçları daha büyük aslında.Duygusal ve düşünsel ihtiyaçları fiziksel ihtiyaçlarından önde... Tekrarlamakta fayda var;
Eğitimin temeli şefkattir! En büyük eğitimci Rabbimizdir ve O, Rab olmadan önce Rahman ve Rahim’dir.. insan her an ve yerde terbiye oluyor aslında.Terbiye eden de aynı zamanda terbiye edilendir. Bu hakikati kavramalıyız ve şefkati ilgi olarak yansıtmalıyız.
Her çocuk orjinaldir, ayrı bir dünyadır,yeganedir.işe yaramaz insan yoktur; mutlaka bir yerde kullanılacak, bir işe yarayacak çocuk vardır. Ne olarak kullanacaksak onun hammaddesine ihtiyaç duyarız. Demirden yakıt yapılamadığı gibi altından da kitap olmaz. Her özellik önemli ve eşsizdir, her çocuk tek ve özel. Hiç kimse her işe yaramaz, herkes bir işe yarar … Gözlemlemek eğitim işidir. Kendi benliği üzerinde iyi bir gözlemci olmalı önce öğretmenler sonra yi gözlemlemeli çocukları. Sıradanlaştırmadan, dışlamadan, etiketlemeden, nesneleştirmeden bakmalı çocuklara ve onlar üzerinden terbiye edildiğini unutmamalı. Kendi tekliğini ortaya koyması,tekdüzeliği aşması için fırsatlar tanımalı. Şefkat ve diyalogla doğru istikamete yönlendirmeli . Ama özünü bozmadan…
Önce kendi davranışlarını gözlemleyip muhasabe etmeliyiz ve vazifemizin önemini kavrayıp hakkını vermeliyiz… Allah çocuklarımızın yardımcısı olsun…
En Şefkatli Eğitimci’nin ikramının kıymetini ve sorumluluğumuzu bilmemiz dileğiyle…