Advert
Tanklar, F-16 lar insanlardan  A‡ok insanlığı Vurmakta

Tanklar, F-16 lar insanlardan A‡ok insanlığı Vurmakta

Bu içerik 6398 kez okundu.
Ölüm kaçınılmaz son; esas mesele ölmeden ölebilmek, yaşarken yaşayabilmekte. 
Zor günlerden geçtik ülke ve dünya olarak ve geçiyoruz. Nice soykırımlar, darbeler yaşandı tarihler içinde; nice canlar yandı nice insanlar ulaştı son nefese. En çok da insanlığı gömdük insandan çok; hücrelerde, cezaevlerinde savaşlarda hatta barışta bile. 
Hala dünyanın birçok yerinde insanlar ölmekte ve zulme sessiz kalanlar sayesinde insandan çok insanlık ölmekte.  Tanklar ve f-16lar sahnede..
Askeri araçlar insanları korumak için değil yok etmek için sahnede; tanklar sürülüyor insanlar kadar insanlığın da üzerine.
Herkes adeta bir hakim herkes adeta bir asker; hatta diğerlerinin niyetini, insanlığını ölçmeye muktedir bir mitolojik karakter .. Suçladığının üzerine doğrultuyor namluyu, farklı düşünenler üzerine sürüyor jetleri, tankları.
Can sağlığı kadar ruh sağlığı da tetiğin önünde, namlunun ucundakinden çok ardındaki tehlikede.Farkedilmese de esas namluyu tutan eller için mermiler, bombalar tehlike teşkil etmekte ; karşı tarafa değil asıl kendi vicdanına insanlığana tank doğrulttuğunu farketmeyen, kendini namluyu doğrultabilir ve hüküm verme yetisine sahip sananlar için. Can emanet Verenden bize vakti geldiğinde.. Yitirilmekten korkulan, korkulması gerekli olan, esas  kaybedilen can değil o cana layık insan olabilmek hakikat penceresinde. 
Canı alandan değil can vermekten de değil canı teslim etmeden sahibine, can verilmesinden korkarım ben. insanlığı teslim etmekten korku psikolojisi ile namlunun ardındaki ele, güce sahip kitleye..Ya da üstünlük psikolojisi ile tarafından olmayan, ondan olmayana hakiki değil psikolojik savaş açan, manen kirlenmeye-ölüme yol açan, insandan çok insanlığı vuran görünmez sezilmez içimizde darbe yapan insanlığı hedef aşan tanklardan.
Darbe yapılamasa da yapıldı aslında , her daim sezimez darbeler var oldu hem toplumsal alanda ülke dğnya mecrasında, hem psikolojik olarak nefsimizden egomuzdan insanlığımıza...
Taraftarlık hep darbe oldu sınırları çizilemediğinde, ya taraf olmaya mecbur olmak ya da kendi tarafından olmayanı dışlamak, hepsi insanlığa yöneltilmiş darbe.
Kendi tarafını ve haklılığını savunmak kadar, kendi tarafından olmayanı haksız ve/veya yanlış saymak, suçlamak ve bütünün tüm parçalarını özdeş sayıp genellemek de insanlığa darbe.
Allah'ın yarattığı en muhteşem eserinin parmak izleri bile bir değilken o izlerin sahiplerinin düşüncelerini ve hislerini, insanlıklarını ve doğru-yanlışlarını bir tutmak haksızlığın alası.
insanları aynı fikirde olmaya ya da kendi fikrini savunmaya, iyi ve doğru olduğunu ispata zorlamak; zorlayanların kibrinin, kendini tam doğru olduğunu sanma enaniyetin göstergesi değil mi ?
Kendini buna mecbur sanmak, aynı fikşrde değilse bile görüntüde aynı zikirde olmak korku psikolojisi neticesi ve riaya sürüklemek değil mi ?
Allah'a değil kullara kendimizi haklı gösterme çabamızdaki niyet tehlike arzetmiyor mu ?
Allah'tan başkası bilemediği halde insanın kalbini, kalp ve niyet okumaya kalkmak bizi kulluğun dışına çıkarmıyor mu? Dilim varmıyor belirtmeye, kalemim utanıyor harflere dökmeye; bu tutum  insandan öte bir makam olmaya çalışan büyük bir kibre delalet etmşyor mu? Zerre kadar kibir, kalbinde olana; cennet ve esas gaye ilahi rıza yolunu tıkamıyor mu ? Kendi insanlığını, imanını tam saymak, doğru saymak kulluk vasfı mı; kibrin gizlenmiş, namlusu imanımıza insanlığımıza doprultulmuş f-16 sı mı ?
Nisa suresinin136. ayetindeki ürperten uyarı vuruyor şah damarımı: "Ey iman edenler, iman ediniz. " !
Allah'ın kelamındna daha güzel ve ikna edici  bir uyarı var mı olabilir mi ? 
iman edelim inşallah, iman edenler(?) olarak..
"insanlar, iman ettik , inandık demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı sandılar " (Ankebut,2-3) ayetiyle inandık demekle kurtulamayacağımızı bilerek, imtihanın; içimizdeki insanlığımızı vuran tanklar, dışımızdaki insanlığı vuran sorgu tankı suretindeki  kibrimiz olabileceğini, esas darbenin içimizde içimize olduğunu bir an bile unutmadan; bir an bile olsa nefsimizle başbaşa kalmaktan korkarak, namluyu kendimize, sorguyu insanlığımıza doğrultarak..
 
DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
Madde Bağımlıları Mücadele Derneği’nde silahlı kavga
Madde Bağımlıları Mücadele Derneği’nde silahlı kavga
Bizans ve Romalılara ait tarihi eser yakalandı
Bizans ve Romalılara ait tarihi eser yakalandı