Advert
ZORLUKLAR GAœA‡LENMEMiZE  VESiLEDiR ASLINDA

ZORLUKLAR GAœA‡LENMEMiZE VESiLEDiR ASLINDA

Bu içerik 6230 kez okundu.
Hepimizin yaşamında hayatın ve koşulların bizi zorladığı, işlerimizin ters gittigi hatta bizi bunalıma sürüklediği dönemler vardır. Hayatın akışının, düzeninin bozulduğu ve herşeyin kötüye gittiğini  düşündüğümüz anlar olur. Bu olumsuz gelişmeler, sıkıntılar ve ruh hali icinde kendimizi kötü hissettiğimiz anlarda dayanacak, sığınacak bir şeyler ararız. Güvenebileceğimiz, hayata yeniden sarılabilecegimiz sebepler, iç kaynaklar bulmaya çalışırız. Hepimizin karanlığa verdigi tepkiler farklıdır. Kimimiz kolaycılık ve korku ile yok sayıp unutmaya çalışır ve hicbir şey yapmaz. Kimi isyan eder, karanlığa kızar kimi ise ışığı yakmanın, karanlığı aydınlığa çevirmenin yollarını arar. Zarar görünenden kârlı çıkanlar her zorluğun bir çıkışı olduğunu ve aslında güçlenmek için fırsat olduğunu bilenlerdir. Kişiliği güçlü ve dogru bakış açısına sahip insanlar öz kaynaklarını, içlerindeki gizli güçleri ve yetenekleri geiştirmeye çalışırlar bu zorluklar arasinda. Kimi tedbir almadan beklemeyi, tevekkül sanip sığınmaya çalışır  Rabbine kimi en karanlık anın ardından güneşin doğacagını bilerek hazırlanır ve güçlenir gelecek olan aydınlığin ümidi ve bilinci ile.
Başımıza ne geldiği değil, ona verdiğimiz tepkilerdir esas önemli olan.
 
iki fare süt kazanına düşer. Birincisi korkuya kapılıp, kendine güveni kaybettiğinden, yenilgiyi kabul ederek çırpınmaktan vazgeçer. Bir süre sonrada ölür. Diğeri ise “Bu işin üstesinden gelmenin mutlaka bir yolu vardır.” der. Çırpınır, çırpınır, çırpınır.. ve bir süre sonra sütün üzerinde kalın bir yağ tabakası oluşur. Farede bu yağ tabakasının üzerinden dışarıya atlar.
 
Bu hikaye, zorluklara bakış açımızın sonuçları degistirmedeki etkisi ve gücünü göstermesi bakımından önemlidir. Nasıl baktığımız ve ne yaptığımız önemlidir asıl ; nereye hangi çıkmaza düştüğümüz değil. inançtan beslenen ümit; en güçlü anahtardır zorlukların bizi sıkıştırdığını sandığımız kilitlere.
 
Kötü gibi gözüken şeyler silkelenmemize vesile olabilir ya da hatta zamanla şekil değiştirerek bizim için kazanım olabilir. "Kilimi sopalayanın amacı kilimi dövmek değil toz almaktır " der ya Mevlana; krizler sıkıntılar da kisiligimizin, ruhumuzun, yaklaşımlarımızın toz alıcılarıdır aslında. Zorluklar güçlenmeye vesiledir doğru baktığımızda, yaklaştığımızda. Kendimizin veya başarılı insanların özgeçmişini incelesek zor şartlarda gösterilen sabır ve ümidin olumsuzlukları olumluya çevirme etkilerini daha asikar görebiliriz. Zor şartlarda ayakta kalıp metanet gösterebilen ve olumlu düşünüp yeni adımlar atan insanlar her zaman iyi günleri görebilmişlerdir.
 
Güzel şeyler emek vermeden, yorulmadan elde edilemiyor. Bu hayatın gizli yasalarından birisidir. Nefse zor gelen şeyler bizim için genellikle iyi olan şeylerdir. Görünüşte kötü olan pek çok şey sonuç itibariyle bize beklemediğimiz iyilikleri getirebiliyor. Bunun tek şartı var içimizdeki inanç gücüne güvenmek ve ümit duygusunu kaybetmemek. Allah’ın rahmetinden, yardımından ümit kesmemek ve O’na güvenmek... 
Hayatta gizli yasalar vardır Rabbimizin koyduğu; iyilik kendini sevenlerle işbirliği yapar, yani iyilik iyilik getirir, kötülük de kötülük. Negatif enerji neşreden insanlar kötülükleri, pozitif enerji neşreden insanlar güzel şeyleri çekmektedirler. iyi düşünen iyi davranan insanlara hayat güzel bir şekilde karşılık vermektedir.
Allah’ın gücüne itimat edene ve güzel düşünene, hüsnü zan  sahibine yardım da ümit de eşlik eder Allah'in izniyle yeter ki niyetimiz halis ve çabamız aktif olsun. 
Hayatın kendisine karşı olduğunu düşünen insan negatiftir, sürekli gerilim içinde olacaktır. Ve vücut alarm durumunda olduğu için stres hormonları aşırı salgılanacak bu da hem beden hem ruh sağlığına, motivasyona ve bakış açısına, çabaya olumsuz tesir edecek, kötülük kötülüğü işte böylece doğuracaktır. Kendine gerceklestiren kehanet yine devrede olacaktır.
Hayatın kendisine verdiği şeylerin değerini bilen ve Allah'ın kendisine yardımcı olacağını inanan insan sahip olduğu nimetleri düşünecek, olamadıkları için ümitle çabalayacak sonra Rabbine tevekkül edip imtihana teslim olacak , başına gelen olumsuz şeylerde ise önce Rabbine sığınıp sonra O'nun kendine verdiği iç güçle harekete gecen kişi olumlu düşünmenin gücü ile ayakta kalacaktır. 
Hiçbir şey şans eseri oluşmuyor. Şanslı dediğimiz insanların önlerine bir fırsat çıkar akıllarını kullanırlarsa şanslı hale gelirler. Hep olumsuz düşünen, baştan yenilgiyi kabul eden, karamsar bir insanın önüne fırsat çıktığında kendine güveni olmadığı için sağlıklı düşünüp karar veremeyecektir. Şans; akıl ve fırsatın kesiştiği noktadır. Yanlış düşünmeye devam eden insanlar çok fırsatlar kaçırmaktadırlar. Arpa tohumundan buğday çıkmadığı gibi yanlış düşünce bizi doğru hedeflere götürmeyecektir.
Psikoterapide kullandığımız bir örnek vardır. "Bir insan çok yüksek bir hızla otoyolda gidiyor. Önünde bir viraj var, bu hızla giderse takla atacak, ama farkında değil. Tam bu sırada yoluna bir tavşan çıkıyor, hız kesmek zorunda kalıyor. Yetiştireceği işi geciktirdiği için de çok sinirleniyor. Fakat hızı kesildiği için ilerideki kavşakta takla atmaktan kurtuluyor." Bu durumda bu kişi sinirlenip öfkelense bir şey kazanmayacak, ancak olumlu düşünürse iki şey kazanacak ama bilmiyor. Birincisi hayatını, ikincisi hayatından zevk almayı.
Beyinlerindeki yanlış ve olumsuz düşünce kalıplarınin etkisi ile önlerine çıkan mutluluk fırsatlarını değerlendiremeyen insanlar vardır. Hatta kötü olaylardan kazanımla çıkmanın yolunu bulabilecekken verdikleri yanlış anlam nedeniyle fırsatları kaçıran ve mutsuz olan. Oysa her meselenin bir çözümü vardır aslında hayatta.
 Hayat bize kendi değerlendirmelerimize göre karşılık verir. Eğer karşılaştığımız problemde bir yolunu bulup üstesinden geleceğinize inanıyorsak korkmayız. içimizdeki inanç ve güç devreye girip bize yardım edecektir. Çünkü insanların kendi dışında ve içinde bilmese de yardımcıları vardır. Zorluklar güçlenmeye vesiledir aslında. 
Rabbim üstesinden gelemeyeceği zorluk vermez kuluna. Hakkımızda en güzel planı yapının, planındaki sırrı keşfetmek duasıyla. Allah yar ve yardımcımız olsun..
 
DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
Diyarbakır ikiye bölündü: Dubai çikolatası mı, cevizli sucuk mu?
Diyarbakır ikiye bölündü: Dubai çikolatası mı, cevizli sucuk mu?
Yanal’dan Amedspor’a sert eleştiriler: Bir haydut grubu geldi…
Yanal’dan Amedspor’a sert eleştiriler: Bir haydut grubu geldi…