Allah Aşkına şu siyasettin haline bir bakın. Sorunları çözme yerine sürekli sorun üreten bir siyaset kurumuyla karşı karşıyayız.! Türkiye tarihinin en kanlı terör saldırısı gerçekleşmiş, yüzlerce insan katledilmiş onların uğraştıklarına bakın. O onunla görüşmüyor, bu bunla görüşmüyor..! Evcilik oynayan çocuklar gibi. Hakikatten yazıklar olsun..!
insan neden siyasete girer ve neden iktidar olmak ister?
Gelişmiş ve çoğulcu bir demokrasiye sahip ülkede bu soruya cevap vermek son derece kolaydır. Ama bizim ülkemizde artık, siyaseti sorun çözme sanatı olarak gösterenler bile ‘bu siyasi partiler neden kurulmuş?’ diye sormaya başladı.
Evet. Bombaların patlatıldığı canların yitirildiği, tedirginliğin had safaya ulaştığı ve kavgaların hız aldığı bir atmosferde 1 Kasım seçimlerine gidiyoruz... Bu gibi ortamlarda taraflara ‘Aman böyle davranmayın, ülkenizin istikrarına, insanların güven duygusuna zarar verirsiniz’ demenin fazla etkisi olmuyor. Kentleri kana bulayan bombalar, akılları başlara getireceğine, kavga daha da şiddetleniyor. Bunlara karşı önlem almak, bu saldırıları gerçekleştirenlerin arkasında ‘Kimler var’ onları bulmak açığa çıkarmak, topluma güven vermek, ülkede güven ve huzur ortamını sağlamak yerine bir birleriyle sürekli kavga eden, ağız dalaşına giren bir siyaset kurumu var maalesef.
Evet, siyaset sorun çözme sanatıdır. Öyle olması gerekir. Ama bugün yaşadığımız gerçekler bunun böyle olmadığını gösteriyor.. En azından başta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli için bu böyle..
Bu süreçte Kılıçdaroğlu Bahçeli’den daha aklıselim ile hareket etti. Başbakan Bahçeli’nin hem Davutoğlu hem de Kılıçdaroğlu’nun randevu talebine ‘Hayır’ demesi ne kadar yanlış ise,Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da böyle bir süreçte HDP ile görüşmemesi o kadar yanlıştır.
Çoğu zaman içinde bulunduğumuz anafora kendimizi kaptırıyoruz. Bu anafordan kurtulmanın yolu, yaptıklarımızı gözden geçirmek ve söylediklerimizi, üslubumuzu kontrol etmekten geçer. Bazen en haklı olduğumuz konuyu kullandığımız üslup ve öfkeyle ortaya konulan tavırla kaybederiz. Yani haklıyken haksız duruma düşeriz. Böyle bir duruma düşmemek için itidal ve muhasebe elzemdir.
Siyaset kurumu acilen durum muhakemesi yapmalıdır. Üslup, söylem ve uyguladıkları politikayı biran önce gözden geçirmeliler. Türkiye çok ama çok önemli bir süreçten geçiyor.
Ortalıkta dolaşan kan baronları var. Ve bunlar ülkede iç savaş çıkarmaya yönelik inanılmaz çaba gösteriyor. Bu gibi tehlikelere karşı dik, diri ve hep beraber el ele vererek durmak gerekiyor. Zaman bir birinizle dalaşma zamanı değil beyler.. Canlar gidiyor, analar ağlıyor, evlatlar babasız kalıyor. Toplum gid gide tedirginleşiyor. Ve siz siyaset kurumu bunlara çözüm bulmak yernine mahallede gar kavgası yapan çocuklar gibi bir birinizle dalaşıyorsunuz.. Ayıptır..!
