Diyarbakır’da sağlığın çivisinin çıktığını önceki günkü yazımda da ifade etmiştim. Az bile söylemişim. Bırakın çiviyi, duvardaki tablo bile yerinden çıkıp yok olmuş. Malumunuz, Diyarbakır Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği, bir süredir olumsuzluklarla, hatta ‘Skandal’ dedirtecek gelişmelerle gündeme geliyor. Kurum, ilginç yapılanma, etik olmayan uygulamalar, üst düzey idarecilerin birinci derecede yakınlarını üst görevlere getirmesi gibi olumsuzluklarla gündemde. Öyle işler yapılmış ki, gerçekten insan ‘ Yazıklar olsun size’ demekten kendisini alıkoyamıyor. Vatandaşa sunulan sağlık hizmetinin kalitesini artırmak, var olan sorunları çözmek yerine, farklı amaçlara hizmet eden idarecilerle dolan Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği, burada görev yapan üst düzey idarecilerin adeta çiftliği haline getirilmiş. Nasıl mı? Hemen anlatayım.
Kamu Hastaneleri Birliği Tıbbı işler Daire Başkanı Ali Güneş. Aslen Elazığlı. Muhammed Güzel Kurtoğlu’nun Genel Sekreterliği görevi döneminde bu göreve getirildi. Yaklaşık 1 yılı aşkındır bu görevi yürütüyor. Kadrosu Halk Sağlığı Müdürlüğü’nde bulunan ve hemşire olan eşi Çiğdem Güneş’i, kendisine bağlı, yani Tıbbı işler Daire Başkanlığı bünyesindeki Kalite Birimine atamasını gerçekleştirmiş. Daire Başkanı Ali Güneş’in eşi Çiğdem Güneş, bir süredir eşi Ali Güneş’e bağlı kalite biriminde görev yapıyor.
Önceki gün hastanede görev yaptığını iddia eden bir personel tarafından e-mail aldım. Aynen şu cümlelere yer vermiş; “Hastanede onca hemşire hafta sonları dahil, ayda en az 7 nöbet tutarken, bazı üst düzey yetkilileri hemşire olan eşlerini kendilerine bağlı birimlerde görevlendirerek, hem nöbetten muaf edilmesini sağlıyor, hem de az iş ile çok para kazanmalarına yol açıyor. Böyle adalet olur mu?”
Gerçekten böyle adalet olmaz. Bu atama ne vicdani, ne de ahlakidir. Genel Sekreter ibrahim Uygun’un da buna göz yumması anlaşılır gibi değil. Burada da görüyoruz ki, sayın Genel Sekreter ibrahim Uygun, adaletli ve personel arasında ayrım yapmayan idareci özelliğinden yoksundur. ister resmi olsun, ister özel olsun, bir kurumun başındaki idareci son derece adaletli olmalıdır. Personelleri arasında ayrım yapmamalı ve kimseyi ötekileştirmemelidir.
Bir diğer kıyak atama da, Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. M. Serdar Yıldırım’ın hemşire olan eşi Yasemin Yıldırım’ın da, yine Tıbbı işler Daire Başkanı Ali Güneş’e bağlı, Kalite biriminde görevlendirilmesi. Başhekim Yardımcısı Serdar Yıldırım’ın eşi Yasemin Yıldırım da, Ali Güneş’in eşi Çiğdem Güneş gibi hemşire. Hastanede hemşire olarak görev yapıyordu. Şimdi o da nöbet tutmayan, az iş ile çok paranın kazanıldığı Kalite Biriminde masa başı görevde. Helal olsun size.
Devletin kurumunu resmen aile çiftliğine dönüştürmüşler. Buradan başta Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu olmak üzere, Kamu Hastaneleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Ali ihsan Dokucu, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı ve Diyarbakır Milletvekillerine açıkça soruyorum. Bu atamalar etik mi? Ahlaki mi veya vicdani mi?
Bu atamalardan haberiniz var mı? Varsa siz de bu etik olmayan adaletsizliğe, açık açık yapılan ayrımcılığa ve torpile ortaksınız. Bunun vebali sizlerin de boynundadır.
