Siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının etkinlik ve mitingleri burada gerçekleşiyor. Gerçekleşmek zorunda çünkü miting alanı olarak burası belirlenmiş. Peki miting alanı olarak belirlenen meydan yeterli mi? Hayır. Yetersiz olduğu gibi miting ve etkinliklerin yapıldığı günlerde yollar kilitleniyor, güzergahlar değiştiriliyor ve haliyle kent trafiği adeta insanlara cehennemi yaşatıyor.
Miting günü insanlar evlerine veya işyerlerine gitmekte inanılmaz sıkıntı yaşıyor. Hele birde geçtiğimiz hafta sonu olduğu gibi olaylar çıkarsa kent adeta savaş alanına dönüyor. Devletin ilgili kurumları istasyon meydanını miting alanı olarak belirlemekte neyin hesabını yaptı? Elbette ki, olası bir olayda zamanında müdahale etmek. Peki bu müdahale kent dışında bir miting alanı belirlense yapılamaz mı? Tabii ki yapılabilir.
Şimdi kısaca istasyon Meydanı’nda yapılan bir mitingle ilgili olasılıkları ve Diyarbakır’ı nasıl felç ettiğine bakalım. istasyon’da yapılacak bir miting için şehrin kalbi konumundaki Ofis’e çıkan yol Akkoyunlu Bulvarı’ndan kesilir. Aynı anda istasyon Meydanı’ndan Suriçi’ne giden yol, Bağlar’dan istasyon’a çıkan yol ve istasyon’dan Mardin yoluna giden cadde trafiğe kapatılır. Yani hastası olan, gezmek isteyen, acil bir işi olan vatandaş şehrin can damarlarını oluşturan bu dört güzergahı kullanamaz. Bu güzergahlarda olması gereken trafik haliyle şehir merkezinden verilir ve başta Ofis olmak üzere büyük bir keşmekeş yaşanır. Diğer yönüyle baktığımız zaman şehir kirlenir, gürültü kirliliği oluşur ve insanlar resmen çıldıracak noktaya gelecekleri bir gün yaşarlar.
Bunu geçtiğimiz hafta sonu apaçık yaşadık. Bakın Miting alanı olarak belirlenen yerde, polis ve göstericiler arasında çıkan en ufak bir arbedede esnaf ve vatandaş çok ciddi zarar görüyor. Polisin sıktığı biber gazı evlerin içerisine kadar girdi o gün. Evdeki bebekler bile bu gazdan etkilendi. Peki yazık günah değil mi? Abartısız söylüyorum, 14 Temmuz Cumartesi günü polisin sıktığı biber gazından evinde bile etkilenen insanlar oldu. Nerden mi biliyorum? Çünkü o gün sayısız telefon aldım.
O gün gündemin yoğunluğu arasında gazetemize gelen sayısız telefon oldu. Arayanlar arasında biri ses tonunu oldukça yükselterek, ‘Siz nasıl gazetecilik yapıyorsunuz’ deyince biranda dondum kaldım. Belli ki, içi yanmıştı. Ben de bu düşünceyle sakin ve serinkanlılıkla inceden almaya çalıştım. ‘Bir derdiniz mi var, sorun neyse buyurun anlatın ben dinliyorum’ deyince başladı anlatmaya.
‘Kardeşim evimizin içinde biber gazı yiyoruz. Yaz mevsimi pencere ve balkon kapımız açık. Polisin sıktığı biber gazı olduğu gibi evimizin içerisine girdi. 3 yaşında oğlumun gözleri yandı’
Bu vatandaş tepkisinde çok haklı.
Kısacası istasyon Meydanı’nın artık bu tip miting ve etkinlikler için uygun bir yer olmadığı apaçık ortada. istasyon yerine mitinglerin şehir içini etkilemeyecek şekilde geniş açık alanlarda yapılması herkesi daha çok rahatlatır. Hem olası olaylarda olaylarla hiç ilgisi olmayan masum insanlar gazdan, taştan saldırılardan etkilenmez, hem de şehir kirlenmez. Bu noktada kentin yöneticilerini duyarlılığa davet ediyoruz. En basit örneğini vermek gerekirse Nevruz etkinliklerinin yapıldığı alan yüz binlerce insanı barındırabilecek kapasitede. Bu tip etkinlikler istasyon yerine Nevruz alanı veya buna benzer şehir dışındaki yerlerde yapılırsa eminim ki herkes için daha faydalı olur.