Kıbrıs-Gazimağusa'da sokak hayvanları açlıktan betonlaşarak ölüyorlar.
Kıbrıs'taki gönüllüler ise gözlerinden kan döküyorlar.
Bu çile ne zaman bitecek? ''Bize yardım edin '' diye haykırıyorlar.
Umutsuzluk bahçelerine umut tohumları ekebilmek adına yola koyulduk, bu yolda devam edeceğiz.
Mağusa belediyesi mevcut başkanı Cumhuriyetçi Türk Partisi mensubu aynı zamanda yeni dönem başkan adayı. Türkiye'de yerel seçim sancısı yeni yeni dinmeye başladı. Şimdi bize durmak yok! Gazimağusa'dan bize uzanan sessiz çığlığa kulak verme zamanı.
Gelen ihbarlar ve güncel resimler doğrultusunda gönüllülerimizin göz yaşları içinde kulaklarımıza sesleri titreye titreye söyledikleri bir kaç kelime vardı, gönlümüzü derin bir yasa boğan ve tüm hevesimizi kursağımıza dizen o kelimeler ''Burada hayvanlar açlıktan BETONLAŞIYOR''.
Bir belediye düşünün ki şehri için binlerce proje üretmesi, halkın ve kentteki bir çok canlının yaşam refahını yükseltip katılımcı yurttaşlık kimlikleri ile ''Örnek Model'' gerçekleştirmesi gerekirken ekosistemin en zayıf olan halkası sokak hayvanlarını ''Açlık Pazarında ölüme satıyorlar.''
Son bir haftadır gece gündüz binlerce mektup, dilekçe ve resmi başvurularla Kıbrıs Cumhurbaşkanına, Başbakanına, Meclisine ve Milletvekillerine ulaşmaya çalıştım. Bir belediye başkanı, sınırları içerisindeki 50 hayvana bakamıyorken Mağusa halkına nasıl bakacak? Nasıl hizmet edecek? Çok merak ediyorum.
Onlarca geri dönüş sonrası en azından Türkiye'de bunun takipçisi olan aktivistlerin olduğunu gösterebildik onlara.
Geçenlerde bir soruyla karşılaştım ''Gazimağusa bölgesi yıllardır bu durumda, neden gündeme getirdiniz?'' diye bir soru.
Cevabı o kadar basit olan bir soruya karşılık verirken ''kin titredim'' buram buram nefret kustum.
Edindiğim bilgiler sonucu orada henüz yaşları 16-17 sularında olan minicik bedenler kilometrelerce uzaklıkta olan çöplük bölgesine giderek belediyelerin utanç kaynağına boyun eğerek orada besleme yapıyorlar, belediyenin ayıplarını örtüyorlar. Kimsesiz sokak hayvanlarını minik bedenlerinin verdiği güçle, desteklerle doyurmaya çalışıyorlar. Ne kutsaldır ki Haticeler, Erenler, Nahideler, Özlemler, Rıfatlar bu uğurlu yolda emek sarf ediyorlar. Nahide hanım ve Özlem hocama'da sonsuz şükranlarımı yolluyorum.
Hatice ve Eren henüz çok küçük yaşlarda birer gönüllü. Gazimağusa çöplüğünde mikroplar içinde savaşarak oradaki kimsesiz canları doyurmaya çalışan iki koca yürek. Bunlar bizim geleceğimiz, geleceğimize sahip çıkmak zorundayız.
Tüm bu çalışmalar sırasında beni yalnız bırakmayan ve yeni tanımış olmama rağmen benim için önemli biri olan değerli arkadaşım Rıfat Tuğsal'a sonsuz teşekkür ederim. Kendisi ingiltere'den olayın takipçisi olmaya çalışan ve yıllardır Mağusa'daki canlar için çaba harcayan ve destek olan koca yürek bir insanlık örneği .
Bu konuyla ilgili sosyal medyada ve Türkiye gündemine düşürdüğümüz çalışmalar sonucunda Gazimağusa belediyesinden yetkililer bizi arayarak Ocak ayında 350.000 TL bütçenin belediye havuzundan ayrıldığı ve yeni bakımevi tesisi için kullanacağını belirttiler. Sanki belediye bunu kendi cebinden çıkarıyormuş gibi birde bu konu hakkında bizimle tartışmaya giriyorlar. Elbetteki o bütçe bir şekilde ayrılacak, siz belediye olarak orada sadece insanların değil, tüm canlıların yaşam hakkını düşünmek ZORUNDASINIZ.Bu kanundan çok vicdani bir meseledir, Bir çok hamile anne çocuklarını dünyaya getirmeden açlıktan öldü. Siz evinizde envai çeşitle donatılmış masalarınızda nasıl oturup yemek yiyebildiniz? şaşırıyorum gerçekten.
Kısacası;
Gazimağusa Belediyesi'nin kimsesiz canları kısırlaştırma operasyonu dahi yapmaması, içler acısı bir durumdur. Kuzey Kıbrıs Gazimağusa bölgesinde kimsesizliğe terk edilen bu canlar, çöplüklerde ''AÇLIK ÖLÜMLERi'' ne terk ediliyor. Binlerce sokak hayvanı, açlıktan ''KEMiKLEŞEREK'' can verdi. Kimi yavrular ise, kendilerinden kocaman parazitlere yem oldu. Bu, ''insanlık dışı'' vahşete dur deyiniz. Eylemin bir parçası olunuz; çünkü siz sustukça, her gün onlarca hayvan daha da betonlaşarak ölecek. Biz, kendimiz için bir şey istemiyoruz. Sokak hayvanlarının, yasalar gereği ''Refah'' içinde yaşamalarını sağlamak için, ilgili kurumları göreve davet ediyoruz. Sadece şimdi değil, belediyelerin her zaman sokak ve barınakta yaşamak zorunda bırakılan hayvanlar için titizlikle çalışması gerekmektedir. Unutmayalım ki insan-hayvan-doğa bir bütündür. 2014 yılında bu içler acısı manzara, insanlara muhtaç canların çektiği ızdıraplar, maalesef vicdansızlığın bir göstergesidir.
Acil olarak;
1-Tam donanımlı ''Geçici hayvan bakım evi'' nin kurulması,
2-Çöplük bölgesinde besleme ve su odaklarının kurulması,
3-Tecrübeli veteriner hekim ile kısırlaştırma ve diğer cerrahi işlemlerin yapılması,
4-Gönüllülerimiz ile işbirliği içinde hayvan refahı için çalışmaların yapılmasını arz ediyoruz.