Uzun yıllardır dünyada birlikte yaşadığımız, KARABAŞLAR, MiNNOŞLAR, PAMUKLAR ve daha nice hayvan dostlarımız 24.06.2004 tarihinde çıkan 5199 sayılı hayvan hakları kanunu ile güvenceye alınmıştır.
Hayvanlar alemi sadece Kedi, Köpek veya Kuştan ibaret değildir. Yaban hayvanları, deniz hayvanları, sirke zorla tıkıtılıp işkence edilerek oyuncağa dönüştürülen ViCDAN HAYVANLARI da Eko-sistemin en önemli noktalarıdır. Bunların bir tanesinin yok edilmesi şüphesizki ALLAHA ŞART KOŞMAK, doğal dengeyi bozmak anlamına gelmektedir.
Allah'ın yarattığı bir canlıyı başka bir canlı yok edemez.! Sirk hayvanlarının kullanılmaması ve hayvanların doğal ortamlarına bırakılması gerekmektedir. Üretim çiftlikleri durdurulmalı ve yasal düzenlemelerin acilen ağır boyutlara girmesi gerekmektedir.
Yaşatmak yerine yok eden belediyelere ağır cezalar gelmelidir. Havuzlara tutsak edilen deniz hayvanları acilen bırakılmalı ve bu ayıbın kapatılması için çalışmaların başlatılması gerekmektedir.
Dünyanın varlığından bu yana hep var olan, mahallelerimizin, sokaklarımızın bir parçası haline gelmiş hayvan dostlarımız son dönemlerde yoğun hayvan hakları istismarlarına maruz kalmıştır.
Bunların başını tecavüzler, şiddetler, zehirlemeler, katliamlar almaktadır .
Erkek egemen dünyada kadınlarımız, kızlarımız hatta küçük yaştaki erkek çocuklarımız üzerinde uygulanan tecavüzler ne yazık ki sokak hayvanlarımızı CiNSEL OBJE haline getirmiştir.
Zayıf halkalar üzerinde görülen bu tür olgular aslında toplumun ahlak seviyesini de göz önüne koymaktadır.
Belediyeler daha kolay sanıp yaşatmak yerine öldürmeyi tercih etmektedir. Son zamanlarda çıkan katliamlar ise bu konu hakkında yerel yönetimlerinin ÇALIŞMA(MA)LARINI ortaya koymaktadır.
Yaşatmak prensibi altına sığınıp kirli oyunlara alet olarak kullanılan hayvanlar insanlara minnet eden ve doğada mutlaka bulunması gereken en önemli ekosistem zinciri üyesidir.
Mevcut kanunların yaptırım gücü ortada olmasına rağmen ne yazık ki uygulayıcı bakımdan komik rakamlarda yerel yönetim sayısı bariz ortadadır.
Bugün 4 Ekim dünya hayvanları koruma günü.
Türkiye'de 2008 yılından bu yanadır Türkiye'de ciddi anlamda hayvan haklar için çalışmalar yapan ve 22 üye dernek, 80 küsür temsilci ile ülkemizdeki hayvanların refahını arttırmaya yönelik çalışan bir sivil toplum kuruluşu bugün ipsala Belediyesi ev sahipliğinde Yunanistan Hayvan Hakları Federasyonu ile kucaklaşacaktır.
Bu ilki Türkiye'de başlatan bu önemli kurum içinde Bilim adamları, Akademisyenler, Eğitimciler, Tıp insanları, Araştırmacılar, Gezginler ve ülkemize hizmet eden nice gönüllüleri barındırmaktadır.
HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu Barınak hayvanlarından sokak hayvanlarına, yaban hayvanlarından kürk hayvanlarına, petshop gerçeğinden kemirgenlere, Denizlerden Okyanuslara ve nefes alabilen tüm canlılara yetişmeye çalışmaktadır.
Türkiye'nin en ücra köşelerine, kırsal kesimlerden turistik ilçelere, illere ulaşıp hayvan hakları konusunda ciddi anlamda çalışmalar yürüten böyle değerli bir kuruluş Türkiye'de hayvan hakları konusunda kurulan ilk ve tek federasyondur.
4-5 Ekim 2013 Tarihinde HAYTAP & Yunanistan Hayvan Hakları Federasyonu/ ipsala belediyesi iş birliği ile Tüm dünyaya Can dostlarımız adına ses olacak bir program hazırlandı.
iLKLERiN PROJESi AYDIN-DiDiM'DE...
Avuçlarımıza aldığımız sevgi tohumlarını Bartın'dan Anadolu'ya, Anadolu'dan Didim'e serpmek için üniversiteli gençlerle yola çıktık.
Genç HAYTAP Türkiye Genel Koordinatörlüğü & Didim Belediyesi / Didim hayvan haklarını koruma ve yaşatma derneği iş birliği ile Türkiye'deki ilk animasyonel tiyatro olan ''Sahneden Uzanan Sevgi Patileri'' isimli projeyi Didim de sergileyerek bölge insanlarının hayvan hakları konusunda bilinçlenmesini sağlayacaktır.
Daha yaşanılır bir dünya için binlerce kişinin canla başla uğraştığı bu tür faaliyetlerde en büyük desteği elbetteki yerel yönetimlerden , bürokratlardan , kamu kurum ve kuruluşlarından almak hedefindeyiz.
Ülke standartlarımızı en üst seviyeye çıkartmak ve dünyada Türkiye adına farkındalık yaratmak için oluşturduğumuz projelerle dünyanın kalbine dokunmaya çalışacağız.
Aslında hayvanlarımız ve toplumdan ötekileştirilen canlılarımıza saygı ve sevginin tek güne sığdırılmadığını insanlara benimsetmemiz gerekiyor. Bu bağlamda çalışmaların ülkemizde süreklilik sağlaması ve insanlar arasından gönül kenetlenmesinin olmasını hedeflemekteyiz.
Ülkemiz tarihi dokusu, turizm alanları, estetik güzellikleri, ulusal standartlardaki yeri ve stratejisi gibi konularda dünyada parmakla gösterilen ülke konumuna getirilmesi dileklerimle.
Daha yaşanılır bir dünya için
4 Ekim dünya hayvanları koruma gününün tüm insanlara bilinç uyandırma ve merhametlerinin kabarması için bir vesile olmasını dilerim.
Yaşasın HAKLARIN özgür kardeşliği.
Onlar için HERGÜN 1 Kap Su 1 Kalp SEVGi.