Değerli okurlarım,
Öncelikle hepinize mutlu hafta sonları dilerim.
Uzun ve yorucu bir okul dönemini geride bıraktık. Öğrenci arkadaşlarıma da bu vesileyle başarılar diliyorum.
Salı günü Surların gizli efendisi olan Diyarbakır’ımıza geldim. Her adımda seçim kokusunu yayan flamalar ve bayraklar göz kamaştırıcı.
Umarım hem Diyarbakır hem de ülkemiz için hayırlara vesile olacak bir seçim maratonu olur. Diyarbakır ve ilçelerinde böyle bir maraton özellikle başbakan sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın şehrimize geldikten sonra sıcak bir rekabet ortamı ve büyük bir heyecanı başlattı.
Bu hafta pozitif yaklaşım ve yaşadığımız bazı olaylardan kendimiz içinde önemli olan dersleri çıkarmamızı istiyorum.
Biliyorsunuz ülkemiz son dönemlerde artık kişisel gelişim ve modernleşme kimliği ile tanıştı.
Keyifli okumalar dilerim.
Bu arada aile fertlerimden birini 28 Aralık 2013 tarihinde kaybettiğimizi büyük bir üzüntü içinde yeni öğrenmiş bulunmaktayım. Yazı akışımda bir hata veya bir yanlış görürseniz şimdiden affetmenizi diliyorum.
Çin’in Guangzhou kentinde bir banka soygunu. Soygunculardan biri bankadakilere bağırır: “Kımıldamayın. Para devletindir, ama hayatınız sizindir.”
Herkes sessizce yatar… Bunun adı “Zihin Değiştirme Kavramı”dır.
Alışılmış düşünce tarzını değiştirmek…
Bu arada müşterilerden bir kadın bir masanın üzerine yatmıştır. Ama bacaklar ortada... Soyguncu bağırır: “Edebini takın. Bu bir soygun, ırza geçme değil!”
Bunun adı “Profesyonelliktir. işin neyse onun üzerinde yoğunlaş!
Soyguncular paraları yüklenip eve kapağı atmışlar. Daha genç olanı (MBA derecelidir) daha yaşlı olanına (ki bu ise 6 yıl ilkokuldan sonra terk): “Abi, hadi şu paraları sayalım,” der. Daha yaşlı olanı der ki: “Çok aptalsın be. Bu kadar para oturup sayılır mı? Bu akşam zaten TV haberlerinde kaç para çaldığımızı öğreniriz.”
Buna “Deneyim” derler! Günümüzde deneyim kağıt diplomalardan çok daha önemlidir.
Soyguncular bankadan kaçtıktan sonra Şube Müdürü, Şube Şefine hemen polisi aramasını söylemiş. Şef demiş ki: “Durun hele Müdürüm. Alacaklarını aldılar. Biz de bir 10 milyon daha alıp daha önce iç ettiğimiz 70 milyon dolara ekleyelim, ne dersiniz?”
Buna “Dalgayı yakalamak” derler. Berbat bir durumu kendi lehine çevirmektir bu!
Müdür der ki: “Yahu, her ay bir soygun olsa harika olurdu. Ne eğlenirdik!”
Buna “Sıkıntılardan kurtulmak” derler. Kişisel mutluluk işinden çok daha önemlidir.
Akşam TV haberleri bankadan 100 milyon dolar çalındığını açıklamış!
Çaldıkları paranın çok daha az olduğu bilen soyguncular oturup saymışlar parayı… Tekrar tekrar saymışlar. Bakmışlar hepi topu 20 milyon! Çok kızmışlar bu işe:
“Biz hayatımızı tehlikeye atıp 20 milyon çalabildik. Banka Müdürü bir el hareketiyle 80 milyon götürdü. Galiba soyguncu olmak yerine doğru dürüst eğitim görmek daha iyiymiş!”
Bu “Bilgi altından daha değerlidir” demektir…
Banka Müdürü çok mutludur. Özellikle bir süre önce borsada kaybettiklerini geri alabildiği için.
Buna “Fırsatları kullanmak” derler. Kazanmak için risk almak gerekir.
BU DURUMDA, GERÇEK SOYGUNCULAR KiMLER ŞiMDi?