Abdullah Öcalan, Kurban Bayram dolayısıyla ailesiyle yaptığı görüşmede ; “Halkımızın kurbansız Kurban Bayramı’nı kutluyorum.”Dedi. Bu çağrı başka anlamlar taşımıyorsa önemli bir açıklamadır. Hayvan katliamına karşı çıkmaktadır.
Bu konuda bir öğrencim bana bir ileti gönderdi onu sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Değerli Ali Haydar hocam,
Bir ‘bayramı’ daha geride bıraktık. ‘Bayram’ diyemiyor. Çünkü inanan insanlar olarak milyonlarca hayvanı katlediyoruz. O nedenle buruk bir ‘bayram’ geçirdim diyebilirim. Bu konuda düşüncelerimi dile getiren bir yazı yazdım. Paylaşırsanız sevinirim.
Şimdiden teşekkür ederim.
Selam, sevgi ve saygılar.”
İşte o ileti.
Sayın Abdullah Öcalan, Kurban Bayram dolayısıyla ailesiyle yaptığı görüşmede ; “Halkımızın kurbansız Kurban Bayramı’nı kutluyorum.” dedi. Bu çağrı anlamlıdır ve içinde özel bir istek barındırmaktadır. Neden mi?
Şundan:
Türkiye’de her yıl Kurban Bayramı’nda ortalama 850.000 - 1.000.000 adet büyükbaş, 2.800.000 - 3.500.000 adet de küçükbaş hayvan kesilmektedir.
Dünyada ise Kurban Bayramı’nda kesilen hayvan sayısı tam olarak bilinmese de Türkiye ortalamasını baz aldığımız da 50.000.000. ile 60.000.000 arasında Kurban kesildiği tahmin edilmektedir.
Stk, Dernek, Vakıf, Tarikat, Devletlerin Din ve Diyanet işleriyle uğraşan kurumları Kızılaylar...
Vs, dernekler dünyanın dört bir yanında adeta Kurban kesme yarışına girmektedirler.
Sadece İHH; Dünyada 114 ülkesinde Milyonlarca Kurban kestiğini söylemekte.
Her sene üç ile beş milyon Müslüman Hacı olmak için Kabeyi tevaf ediyor, tamamı olmasa da büyük bir kısmı Kurban kesmekte...
Kurban kesme artık dini bir ritüelden ziyade büyük bir ranta , ticarette dönmüş durumda.
Bir zamanlar THK özelikle Bayramlarda Kurban Derilerini toplamak için ne çaba ve gayretler gösterirdi.
Elbette, Müslümanların dini bir vecibeden dolayı amacına uygun, doğaya, doğal yaşama, insan sağlığına zarar vermeden Kurbanı ' nı gerçekten hak eden fakir ve fukara ihtiyaç sahiplerine dağıtması , dini vecibelerini yerine getirilmesinde hiç bir beis yok.
Ama , Sayın Öcalan 'ın da "Kurbansız Kurban" diye parmak bastığı gibi gördüğümüz Kurban manzaraları maalesef bir "Bayram" değil
Kelimenin tam anlamı ile korkunç bir doğa, hayvan katliamıdır.
Ve, maalesef, bizler bunu bayram (!) olarak kutluyoruz..!
İşin garibi, bunu kimseyle konuşamıyoruz, tartışamıyoruz; çünkü konuyu konuşup tartışmak isteyenler anında tekfir ilan edilerek
" kâfir " ,
" Din düşmanı" , " Komünist", "Mason " , " Siyonist" , "Mürtet" ;
Veya; başka etiketlerle kategorize edilip, itibarsızlaştırılırsınız.
Dolayısıyla kolay kolay kimse bu konuyu serbest ve özgürce konuşamıyor.
İşte bu sebeple Sayın Öcalan 'ın Kurban konusundaki bu bu tespiti, belirlemesi çok önemlidir.
İşin bir diğer garip tarafı ; mütedeyyin , muhafazakâr, ve daha çok da "siyasi İslamcılar" her yıl başında , (bence de haklı olarak)
Yılbaşında milyonlarca Hindi'nin kesilmesine karşı çıkıyorlar.
Her yılbaşı "yeşil kıyamet" koparıp en büyük hayvan hakları savunucusu kesiliyorlar ama gel gör ki aynı “Müslümanlar”, Kurban Bayramı’ndaki bu kitlesel hayvan kesimini bayram olarak kutluyorlar , ve üstelik Tanrının bir emrini yerine getirdikleri için cennette gireceklerini söylüyorlar.
Ne acı bir ironi , ne acı bir çifte standart...
İşte, yukarıda dediğim gibi Sayın
Öcalan’ın bu konuda hakkını teslim etmek gerekir.
Hiçbir siyasetçinin veya din görevlisinin( Başta Diyanet İşleri Başkanlığı’nın) göze alamayacağı bir riski üstlenerek,
“Ey inananlar, ey Müslümanlar, yaptığınız iş doğru değildir,” diyor.
Ve, taraftarlarına kapalı bir mesajla görev veriyor:
Dini inanç adı altında yapılan ve hayvan katliamına neden olan bu dini ritüele son verin diyor.
Bir anlamda, siyaseten taraftarlarına şöyle sesleniyor:
“Siz böyle mi ekolojik meselelere, çevreye, doğaya sahip çıkacaksınız?”
Kurban ve Kurban Bayramı’nın hikâyesini biliyoruz. Bu köşede bunu tekrar anlatmaya gerek görmüyorum. Kurban kesme bin yıllardır süregelen bir inanç ritüelidir; diğer dinlerde de üç aşağı beş yukarı aynı olmasa da benzerleri vardır. Ancak toplumların gelişimi ve bilinç düzeyinin artmasıyla bu tür ritüeller, yerini daha insani ve yumuşak paylaşımlara bırakmıştır. Müslümanların da bunu yapma zamanı gelmiş, hatta geçmektedir.
Neler yapılabilir? Bunu tartışarak önemli sonuçlara ulaşabiliriz.
Daha güzel önemli işler de yapabiliriz. Hemen birkaç öneride bulunabilirim:
---Öncelikle merkezî ve yerel yönetimler tarafından gerçek ihtiyaç sahipleri belirlenmeli ve et dağıtımı düzenli bir şekilde ilgili ve yetkililer tarafından şeffaf bir şekilde amacına uygun dağıtılmalı.
--- Siyasi Partiler Tarikat, Stk, Dernekler... Vs, Kurban Bayramın da dağıttıkları Kurban etlerini kendi kişisel veya kurumsal çıkarlarına alet etmemelidir. Yani çıkar ve oy devşirmemelidir.
---- Milleti Kurban etine muhtaç etmeyecek ekonomik plan ve programlar yapılmalı, GSMH dikey değil yatay olarak dağıtılmalı.
— Özellikle okuyan kız çocuklarına; toplanan Kurban bütçesinden bir fon oluşturularak belirli bir miktar üzerinden yardım yapılabilir.
Milli Eğitim Bakanlığı il ve ilçe müdürlüklerinde bu konuda bir fon oluşturulabilinir.
— Ciddi kurum ve kuruluşlar aracılığıyla, ihtiyaç sahibi ailelerine rencide etmeden alışveriş kartlarıyla yardım ulaştırılabilir.
— Çevre Bakanlığı’nın, belediyelerin veya çevre kuruluşlarının öncülüğünde oluşturulacak çevre projelerine destek verilebilir.
— Hükümet, bu konuyla ilgili bilimsel araştırmalara öncülük edecek Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı bir araştırma-geliştirme (Ar-Ge) merkezi kurabilir.
Kurban niyetiyle inananlar, maddi desteklerini buraya gönderebilirler.
—Kürt dili ve kültürünü geliştirme için bir sivil kurum oluşturulabilir.
— Okullara, sanat ve kültür merkezlerine yardımlar yapılabilir.
— Sağlık hizmetlerinin daha sağlıklı yürütülmesi için, semt poliklinikleri ve ilçe sağlık ocaklarına destek sağlanabilir.
Bu liste daha da uzatılabilir.
Abdullah Öcalan’ın bu çağrısına destek verilmeli ve bu çağrı bir kampanyaya dönüştürülmelidir.
Bu çağrı bir kıvılcım olabilir.
Kurbansız, doğa ile barışık bir bayram için el ele verebiliriz.