ilçemizdeki seçim bürolarını ziyaret ediyordum. Bürolar hınca hınç doluydu. Küçük gruplar halinde kulisler yapılıyordu. Bazıları nedense ikram edilen çaylardan içmiyordu. Oralet ve lezo içiyorlardı. Merak ettim sordum neden çay içmiyorsunuz? Her biri bir bahane buldu. Abuk sabuk cevaplar verdiler. Çay dağıtımını yapan gencecik bir Çocuk duyacak olacak ki döndü bana abi çıkışta sana bir şey söyleyeceğim ‘ tamam dedim. içeridekilerle biraz muhabbet ettikten sonra genç çaycıya gideceğimi söyledim. Benimle dışarı çıktı dışarda bana ‘’abi bu çay içmeyenler var ya bunlar tırşıkçı çorbacı grupturlar bunlar bize oy vermeyecekler ola ki yarın kazanmasak çayımızı içip bize oy vermiyen şerefsizler çoktu diye sitem edersek, bunlar çay içmedikleri için lafımızı üstlerine almayacaklar işte bunlar kuş kafalı beyinsizlerdirler gencin dediği mantıklıydı. Gençten ayrılıp diğer parti bürosuna gittim manzara farksızdı. Daha sonra yarın çıkacak gazete için haber toplamak için hükümet konağına gideyim dedim. Arabanın kornasıyla uyandım. Meğer gün ağarmış sabah olmuş ve ben halen uykudaymışım. Öğrenci servisi kapımın önünde korna çalıyormuş.

Gördüklerim elbet bir rüya ama gerçekten özelikle yerel seçimlerde adayları kandıran oy sözü verip oy vermeyen insanımız çok onlara bir kaç lafım vardır. insan olan yalan söylemez söz namustur. Oy vermeyecekseniz söz vermeyin seçim bürolarına da gitmeyin. Bir kaç kuruşluk menfaat için kendinizi satmayın. Yalancılar, kalleşler asla kazanamazlar.. hele hele kayıt olduğunuz partiye asla ihanet etmeyiz ki yarın ihanete uğramayasınız bir de şu katılım furyasında anlamıyorum reklam amaçlıysa no problem. Eğer onda bir sadakatsizlik varsa çok ayıp