Dün hükümet konağının önünde garaja doğru yürüyordum. Kalabalık bir grup Ergani noterliğinin önünde kuyruğa girmişti  gazetecilik merakıyla kalabalığa doğru gittim. Çoğu tanıdık simaydı. Kimileri AKP’nin kimisi de  HDP’ in üyeleriydi. Hayrola bu neyin kuyruğu dedim. Ellerinde dilekçeler vardı. Buyurun okuyunuz ne olduğu anlarsınız dediler. Dilekçeleri okudum. Baktım ki AKP  ve  HDP’den istifa dilekçeleriydi. Dilekçe içeriğinde encümen listelerine karşı bir itiraz olarak belirtmemişlerdi ama sözlü konuşmalarında encümen listelerine itirazlarını açık açık dile getiriyorlardı. Ben kendilerine partiniz bir karar vermiş ise sizde bu karara uymanız gerekmez mi? Diye söylemde bulundum. Hiç duraksamadan hayır dediler. Partinin yerel yetkilileri  kendi bireysel ilişkileri doğrultusunda menfaatlerine geleni yazmışlar. Bizde genel merkeze sesimizi duyurmak için böyle bir karar aldık dediler. Bunun üzerine her iki partinin adaylarının fikrine baş vurmak için bürolarına gittim. Kendilerine durumu ilettim onlarda bana istifa edenler rant peşinde koşanlardır. Ben varsam oy veririm ben yoksam oy vermem diyen zavallılardır dediler. Bunun üzerine parti genel merkezlerini aradım. Genel merkeze de benzer cevaplar aldım gazeteme doğru gidip olan biteni yazayım ama öncesinde birkaç kare fotoğraf çekeyim dedim. Elimi fotoğraf makinasına attım. Ezan sesiyle uyandım. Meğer bir rüya görmüşüm. Benim gördüğüm bir rüya ise de olabilirliği ihtimal dâhilindedir. Rüyamın gerçekleşmemesi dileğiyle iyi seçimler.