2-5 Mayıs 2025 tarihleri arasında düzenlenen 1. Ergani Kitap Günleri’ne davetli olarak katıldım. Ergani’de yazar ve şairlerin fazlaca, okur yazar oranının da yüksek olmasına rağmen arzulanan kitap günleri ilk defa düzenlendi. Fuar ilk olmasına rağmen katılım ve ilgi çok yüksekti. Ergani için anlamlı ve güzel bir etkinlik oldu. Tarihi günlerinden birini yaşadı Ergani diyebilirim. Emeği geçen herkesi kutluyorum. Dileğim bu etkinliğin gelenekselleşmesi ve bundan sonra her yıl daha iyi bir şekilde düzenlenmesidir. Kitap günlerine katılan tüm yazarlara, şairlere, düşünce üretenlere ve yayınevi yöneticilerine, organizasyonda emeği geçenlere teşekkür ve selamlarımı iletiyorum. Demokratik anlayışın oluşmasına, farklı görüş ve düşüncede olan insanların bir araya gelmelerine ve demokratik bir kültür ortamına zemin oluşturmasına bu tür etkinliklerin katkı sağlayacağına inanıyorum.
Doğup büyüdüğümüz yaşadığımız yerler, Hermann Hesse’nin tanımlamasıyla “salt bir toprak parçası, coğrafi bir yer olmakla kalmayıp aynı zamanda ruhlarımızın anavatanı ve gençliğini” oluşturur. Böyle düşünmüş olmamdan olacak ki, Ergani’de düzenlenen kitap günlerine katılmam ve bir konuşma yapmam benim için de çok iyi oldu. Enerji ve moral depoladım. Bolca memleket havasını teneffüs ettim. Akrabalarla, tanıdıklarla, dostlarla birlikte olup hasret giderdim. Çokça fotoğraflar çektirdik. Bilim, Teknoloji ve Gelecek, Ergani’nin Saklı Sayfası ERMENİLER, Yazılı Kaynaklarda ÇERMİK kitaplarımın tanıtım ve imzalayarak satışını yaptım. Birçok şair ve yazar arkadaşımla görüştüm. Dahası birçok yazar ve şairle tanıştım, ve bazılarıyla sohbet etme imkânım da oldu.
Kitap günlerinde yeni tanıştığım bir yazar kendisini tanıtırken, “Sn. Müslüm Üzülmez; Bu kitap senin eserin. Bilgine, özverine velhasıl yüreğine sağlık. Sevgilerimle” diye yazıp bana Genetik Öfke(*) kitabını nezaketle imzalayıp takdim etti. Takdim ederken de; “Romandaki Zülfikar Bey kahramanı sizsiniz,” dedi. Ben de; “Neden kahramanınıza gerçek ismimi değil de Zülfikar Bey ismini verdiniz” diye sordum. “Tanışmadığımız için size soramadım. Bu nedenle Ergani’de çokça bulunan Zülfikar ismini verdim” dedi. Teşekkür edip başarılarının devamını diledim.
Yazar arkadaşımızın adı Ercan Mut. Kendisi 1980 Diyarbakır doğumlu. İlk ve orta öğrenimini Ergani’de, tamamlamış. Ardından da Dokuz Eylül Üniversitesi Coğrafya Öğretmenliği Bölümünü (2003) ve Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden (2016) mezun olmuş. Roman türünde Genetik Öfke ve Mahir’in Rüyası: Amida adlı kitapları bulunmaktadır.
Genetik Öfke romanını dikkatlice, işin içinde biraz da şahsım (Zülfikar Bey) olmasından dolayı bir solukta okudum. Okurken, Cemal Süreya’nın “Umulmadık bir gün olabilir bugün/ Kan var bütün kelimelerin altında” dizeleri aklıma geldi. Çünkü coğrafyamız hayatın kaynağı olduğu kadar acı ve gözyaşının olduğu bir coğrafyadır aynı zamanda. Bu nedenle, bazı tarihçiler Dicle ve Fırat’ın güç, hayat ve aynı zamanda felaket kaynağı olduğunu belirtir. Yazarımız Ercan Mut da bu coğrafyanın bir insanı olarak bu durumu iyi bilenlerden biri. Romanın politik yoğunluğu biraz fazla olsa da dostluğu, arkadaşlığı, trajedileri, insanların ruhsal gelgitlerini, değişik yerlerde geçmişte yaşanmış olan ama zihinlerimizde varlığını sürdüren farklı yaşamları hikâye etmiş. Romanında kahramanlarını konuştururken, sokaklarda yürütürken insanları ve nesneleri tanımlamayla kalmıyor, dağarcığındaki bilgileri gözlemleriyle harmanlayıp bizlerle paylaşıyor. Toprak, su ve insan emeğinin buluştuğu yerlerde bugün yaşadıklarımızın geçmişteki kökenini aramaya çalışıyor ve bazen de geçmişte yaşananları bugün yaşadıklarımızda… Genetik kodlama sonucu bilinçaltında kayıtlı 1990, 1938 ve 1915’lerde yaşananların izini sürüyor… Güzel bir kurgu ve anlatımla, işin içine biraz da aşk ve sevgiyi katarak bizleri farklı mekanlarda zaman içinde yolculuklara çıkarıyor.
Burada bir parantez açıp roman kahramanı Zülfikar Bey’le, yani şahsımla ilgili yazılanlara da değinmek istiyorum. Anlatımlarda biraz abartı var ama sonuçta roman bir kurgudur, yazar karakterlerini istediği gibi vasıflandırabilir. Zülfikar Bey’le ilgili iki alıntıyla parantezi kapatıyorum.
Romanın baş kahramanı Selçuk konuşuyor:
“Arada geçen zamanda Ermeni Tehciri ile ilgili araştırmalar yaptık. İlçemin tarihi geçmişini konu alan kitapları okuduk. Kitaplar bizi aynı kişiye götürüyordu. Ömrünü bölgede yaşayan acıları gün yüzüne çıkarmak ve arşivlerden topladığı bilgilerle saklanan gerçekleri aydınlığa kavuşturmaya adayan kişiye. Bir kaç gün izini sürdüm yazarın. Nihayet konuşma fırsatı buldum. Yeni kitabı için ilçedeki köy evinde bulunacağını ve bizimle görüşmekten mutluluk duyacağını söyledi. Ondan öğreneceğimiz çok şey olacaktı.” (s.120-121)
“Bir hafta sonra kara yoluyla ilçeye geldik. Daha önce iletişim kurduğum yazar Zülfikar Bey karşıladı bizi. Birlikte ilçenin on kilometre dışındaki köy evine geçtik. Yolculuk uzun sürdüğünden birkaç saat dinlendik. Öğle yemeği için uyandırdı bizi. Yemekten sonra yaşadıklarımı ve arama için yardımına ihtiyaç duyduğumuzu anlattım. Gerçekten donanımlı biriydi. Ömrünü bölge tarihine adamıştı. Yüz yıl önce yaşanmış bir trajediyle herkesin yüzleşmesi gerektiğini ve tüm arşivlerin şeffaf bir şekilde tarafsız kuruluşlarca değerlendirilmesi gerektiğini söylüyordu. Saatlerce dinleyebilirdik onu. Sade ve akıcı bir anlatımı vardı. Her anlatımını delillendiren evrak ve fotoğrafları vardı elinde. ‘Çoğu devlet arşivi,’ dediğinde şaşırmıştım. Tahrir defterleri, seyyahlardan elde ettiği görseller akla ne gelirse zengin bir arşivi vardı.” (s. 123-124)
Sonuç: Ercan Mut Genetik Öfke’yle yaraları sağaltmayı, insani şeyleri hatırlatmayı, yaşama kalite getirme ve renk katmayı hedeflemiş. Özlemini duyduğumuz insanca yaşama bir çağrı var romanında. Kitabın arka kapağında yer alan Yeşim Zuhal Yolcu’nun belirlemesi de bu tespitimi doğrular nitelikte:
“Nefret suçlarının hala işlenmekte olduğu günümüz Türkiye’sinde, etnik kimliği, toplumsal aidiyeti, ideolojik görüşleri çoğunluktan farklı olan bireylerin sosyal yaşam içinde uğradığı haksızlıkları, maruz kaldığı adaletsizlikleri konu alan Genetik Öfke, dili, dini, mezhebi, siyasi görüşü, etnik kökeni birbirinden farklı halkların, nasıl evrensel bir sevgiyle, çatışmadan, birbirini ötekileştirmeden, huzur ve barış içinde kardeşçe yaşayacağı konusunda okura rehberlik eden, merak duygusunu diri tutan kurgusuyla okunması gereken kitaplar arasında…"
Arkadaşım yüreğine sağlık. Sizi kutluyorum. Çok güzel hayallere gebe harika yazıların kaleme alındığı nice yazı serüvenlerine...
(*) Ercan Mut, Genetik Öfke, Öteki Yayınevi, Nisan 2025, İstanbul, 178 sayfa.