Advert

Diyarbakırç™da Gazetecilere yapılan saldırı kınandı

Azadiya Welat, Aram Yayınevi ve KURDAŽ-DERç™in bulunduğu binayı 28 Eylülç™de hiçbir gerekçe gösterilmeden uzun namlulu silahlarla korsan bir şekilde baskın yapan ve 32 kişinin gözaltına alınmasına ilişkin suç duyurusunun yapılacağı Diyarbakır Adliyesi önü

Diyarbakırç™da Gazetecilere yapılan saldırı kınandı
Bu içerik 5024 kez okundu.

“BASKIN SAVAŞ KONSEPTiNDEN BAĞIMSIZ DEĞiL”

Baskın yapılan kurumlar adına ortak açıklama yapan Özgür Gazeteciler Cemiyeti (ÖGC) Yönetim Kurulu Eşbaşkanı Halkı Boltan, 7 Haziran seçimleri sonrasında tüm araçlarıyla devreye konulan özel savaş konseptinin sonucu olarak bölgede savaş şiddetini artırarak devam ettiğine vurgu yaptı. 28 Eylül akşamı korsan bir şekilde yapılan baskın sonucunda 32 basın emekçisinin adeta rehin alındığını ifade eden Boltan, gözaltına alınan 32 özgür basın emekçisine “En son ne zaman ateşli silah kullandığınız” sorusunun yöneltilmesine tepki gösterdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıklamasından hemen dakikalar sonra baskın yapılması düşündürücü olduğunu dile getiren Boltan, “Her şeyden önce gerçekleştirilen baskının topyekûn savaş konseptinden bağımsız olmadığını belirtmek istiyoruz. Kurumlarımıza baskın yapıldığı saatlerde BM Genel Kurul görüşmeleri için New York’ta olan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ‘Türkiye’de basın özgürdür’ açıklamasını yapması, AKP’nin bizler için nasıl bir özgürlük tasarladığının ilanı olmaktadır” şeklinde konuştu. “Savaş hükümeti AKP ve “Başkomutan” sıfatıyla savaşın liderliğini yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yürüttükleri savaşın hiçbir şekilde duyulmasını, görülmesini istememektedir” diyen Boltan, son iki ay içerisinde Kürdistan’da 21’i çocuk olmaz üzere 96 sivilin özel harekat polislerince hedef gözetilerek öldürüldüğünü gizlenmek istendiğini söyledi. Kürt halkının büyük bir özgürlük direnişi içerisinde olduğunu gizlemek istendiğinin de altını çizen Boltan, AKP hükümetinin toplumla birlikte “hakikate” de savaş açtığını belirtti.

‘GERÇEKLERi GÜN YÜZÜNE ÇIKARTMAMIZIN BEDELiDiR’

Son dönemlerde özgür Kürt basını üzerindeki baskı ve sansürlerin yoğunlaştığını ve topyekûn savaş konseptinin her yönüyle devreye konulduğunu dile getiren Boltan, 24 Temmuz tarihinden beri DiHA’nın internet sitesi Başbakanlık Güvenlik işleri Müdürlüğü’nün talimatıyla 21 kez sansürlendiğini söyledi. Sansür politikaları ile DiHA’nın Kürdistan ve Türkiye’de yaşananları görüntülemesi, yazması, servis etmesinin engellenmek istendiğine vurgu yapan Boltan, “Özellikle Kürdistan’dan bilgi akışının kesilmesi hedeflenerek, toplumun da haber alma hakkı elinden alınmak istendi. Biliyoruz ki bu baskın, havuz medyasının, yandaş medyanın yalanlarına karşı gerçekleri gün yüzüne çıkartmamızın bedelidir” diye kaydetti.

‘SAVCININ KARARI HUKUKSUZ, POLiS SUÇ iŞLEDi’

Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD) yöneticisi Avukat Gülşen Özbek, basın emekçilerine yönelik yapılan baskın sonucunda 32 basın emekçisinin gözaltına alınmasında kolluk kuvvetlerinin uygulamalarının suç teşkil ettiğini söyleyerek, savcılık tarafından verilen kararın da hukuka aykırı olduğunu belirtti. Arama kararında sayı numarasının da bulunmamasını skandal olarak nitelendiren Özbek, “Kolluk kuvvetlerinin işlemiş olduğu bu suçların açığa çıkarılması için suç duyurusunda bulunacağız” dedi.

‘HOYRATLIK VE HUKUKSUZLUKTUR’

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, özgür basın emekçilerine yönelik uygulamaların hoyratlık ve hukuksuzluk olduğunu belirterek, “Basına, basın özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına yapılan ciddi bir saldırıdır. Dicle Haber Ajansı ve diğer kurumlara yapılan baskını kınıyorum” dedi.

Gazeteci Ahmet Hakan’a yapılan sadırıyı da kınayan Elçi, “Ülkenin en etkili gazetecilerinden biri olan Ahmet Hakan Coşkun, bu toplumsal iklim içinde bazı saldırganların saldırılarına hedef olmuş ve yaralanmıştır. Biz baro olarak hukuk örgütü olarak basın emekçileri ile dayanışma içerisinde olacağız. Bir kez daha Dicle Haber Ajansı yetkili, emekçi ve gazetecilerine yapılan hukuksuz uygulamayı kınıyoruz” dedi.KURDÎ-DER, DiHA, Aram Yayınları ve Azadiya Welat Gazetesi’ne yapılan saldırının planlı olduğunu aktaran KURDÎ-DER Eş Genel Başkanı Fatma Şık, olay öncesinden özel harekat timlerinin ablukasının yaşandığını söyledi. Baskın sonucunda darbe muamelesi gördüklerini ifade eden Şık, devletin kendi hukukunu ayaklar altına aldığını belirtti.  Basın emekçilerine destek veren HDP Milletvekili Ziya Pir de, saldırıdan önce baskın kararının alınmasını, “Kendileri bir plan hazırladılar, kimleri gözaltına alınacağını da belirlediler” şeklinde değerlendirdi. Açıklama ardından baskın sonucunda gözaltına alınan 32 gazeteci adliye binasına geçerek Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
 Kaybolan genç çobanın cenazesine ulaşıldı
Kaybolan genç çobanın cenazesine ulaşıldı
Ehliyette yeni dönem: Testi geçemeyen trafiğe çıkamayacak
Ehliyette yeni dönem: Testi geçemeyen trafiğe çıkamayacak