Advert

insanlığın ilk yerleşim yeri A‡ayönü ve Hilar

insanlığın ilk yerleşim yeri A‡ayönü ve Hilar
Bu içerik 5532 kez okundu.
Dünyada ülkeler ve kentler ilk çağdan kalma tarihi ve kültürel yapılarını koruma altına alıp buraların her yıl yüzbinlerce turistin ziyaret etmesini sağlıyor. Ancak binlerce yıllık geçmişe sahip Diyarbakır için bunu söylemek zor. Diyarbakır'ın hemen yanı başında bulunan tarihi milattan önce 10 bin yıl öncesine uzanan, ilk hayvanların evcilleştirildiği, ilk buğday ve mercimeğin ekildiği, insanlığın avcılık ve toplayıcılıktan çiftçilik hayatına geçerek köy hayatını oluşturduğu Çayönü ve Hilar, kaderine terk edilmiş durumda. Yıllar içinde hayvan barınağı olarak köylüler tarafından kullanılmış ve definecilerin talanına uğramış ilk insanlığın ortaya çıktığı yerlerin başında bulunan Çayönü ve Hilar ilgi bekliyor.
ingiltere'nin başkenti Londra'nın 130 kilometre batısındaki Salisburg düzlüğünde bulunan Milattan 3 bin yıl öncesine ait Neolitik çağdan kaldığı tahmin edilen Stonehenge taş yapıtları, her yıl burayı ziyaret eden yüzbinlerce yerli ve yabancı turistler sayesinde ingiltere'ye ciddi bir turizm geliri sağlıyor. 1986 yılında Londra belediyesi ve sivil toplum kuruluşlarının girişimiyle Dünya Mirası SiT alanı olarak belirlenen sadece on yedisi ayakta olan Stonehenge taş yapıtlarına ingilizler gözü gibi bakıyor.
Hakkında yüzlerce belgesel film yapılan ve kitaplar yazılan, akademik araştırmalara konu olan Stonehenge taşlarına hem ingiltere hem de dünya sahip çıkarken, Diyarbakır'da tarihi 10 bin yıl öncesine uzanan ve ilk insanların yerleştiği bölgelerin başında gelen Çayönü ve Hilar mağaralarından ise bu kentte yaşayanların çoğunun haberi bile yok.
ilk çağlarda insanlara ev sahipliği yapan, ilk yabani buğday ve mercimeğin ekildiği, ilk olarak hayvanların evcilleştirildiği yer olan Çayönü ve Hilar mağaralarında tam anlamıyla arkeolojik kazı yapılmadığı için, buranın tarihi ve barındırdığı değerler konusunda da yeteri bilgiye sahip değiliz.
En eski yerleşim yerlerinden biri
Anadolu’nun en eski mağara yerleşimlerinden biri olan Hilar mağaraları, tarihte kaya mezarları olarak kullanılmış olması, tarihi dokusu, coğrafi yapısı ve doğal SiT alanı olma özellikleri nedeniyle eşsiz bir doğal güzelliğe ve arkeolojik değere sahip. Neolitik çağın ilk başlarına, günümüzden yaklaşık 10 bin yıl öncesine tarihlenen Çayönü yerleşmesi, yalnızca Anadolu değil, Yakın Doğu arkeolojisinin de önemli bir merkezi durumunda. Bu nedenden dolayı Çayönü, insanlığın ilk yerleşik hayata geçmesi açısından önemli bir değere sahip.
Tarih öncesinden kalan mağara mescit yapıldı
Hilar Mağaraları ve Çayönü Tepesinin Korunarak Turizme Açılması projesi çalışmaları 2006 yılında başlatıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, il Özel idaresi, Ergani Belediyesi ve Kaymakamlığı bünyesinde 4 yıllık bir süreçte sürdürülen kazı çalışmaları sonucunda birçok kaya mezarı, kaya niş mezarı ile kayaya oyulmuş tekne mezarlar tespit edildi.
Roma döneminde kullanılmaya başlayan bu nekropol alanında bulunan mezar odalarının sonraki dönemlerde müdahaleler yapılarak farklı işlevlerle kullanıldığı tespit edilmiştir.
Yapılan çalışmalarda bazı mağaraların hayvan barınağı olarak kullanıldığı, bazılarının ise birinin ise mescide çevrildiği tespit edildi.
Hilar Kaya Mezarlarında yapılan kısmi arkeolojik çalışmalar sonrasında bölgede gerekli temizlik ve düzenleme yapılırken, bölge hayvan barınağı olarak kullanılmaması için çitlerle çevrildi.ilk çalışmalar 1963 yılında başlatıldı
Çayönü Tepesi, Ergani ilçesinin 6 kilometre güneybatısında, Sesverenpınar Köyü (Hilar) sınırlarında, tarihi Hilar kayalıklarının yakınında, Dicle Nehrinin kollarından Boğaz çayı kıyısında yükselen bir höyük yerleşmesidir. Çayönü ilk defa istanbul Üniversitesi Prehistorya bölümünden Prof. Dr. Halet Çambel ile Chicago Oriental instıtute adına Prof.Dr.Robert j.Braid Wood tarafından 1963 yılında kazı çalışmalarına başlanmış 1986 sonrasında Prof. Dr. Mehmet Özdoğan tarafından kazı devam etmiş ve çalışmalar 1991 yılına kadar sürmüştür. Yerleşimin "Esas Çayönü evresi" olarak bilinen M.Ö. 7500-5500 yılları arasındaki bin yıllık döneme ait olan kalıntı ve buluntular ile sağlanmıştır. Bu dönem insanlık tarihinin en önemli aşamalarından birini, belki de en önemlisini yansıtmaktadır. Günümüzdeki kent uygarlığının köy yaşantısından, avcılık toplayıcılıktan besin üretimine geçtikleri "Neolitik dönem" olarak bilinen, teknolojik yaşam biçimi, beslenme ekonomisi ve insan-çevre ilişkilerinin tümüyle değiştiği, kültür tarihi ile ilgili buluşlarda bir çok "ilki" de içeren canlı ve ilginç bir dönemdir.
Çayönü, köy hayatının en eski örneği
Çayönü, tahıl ve evcilleştirmeye dayalı köy hayatının en eski örneklerinden olup, günümüz uygarlığının da önemli bir basamağını oluşturmaktadır. Çayönü yerleşmesinin bu önemi yabani buğday, mercimekgiller gibi bitkilerin tarıma alınması, koyun ve keçinin evcilleşmesi ile gerçekleştirilmiştir.
Ergani bakır yataklarının dünyanın en eski maden ocakları olması nedeniyle, Çayönü insanı, dünyanın başlıca yerlerinden 2 bin yıl önce bakırı işleyerek alet yapmayı başarmıştır.
'Gelişkin köy evresi'
6 evreli bir gelişim gösteren ve 50 yapı katıyla temsil edilen Neolitik dönem, dal ve kamışlardan yapılan basit yuvarlak kulübeden taş temelli kerpiç yapılara, avcı bir topluluktan, çiftliğe dayalı bir geçiş sürecini bütün ayrıntıları ile tanıtmıştır.
Çayönü, büyük bir kült yapısı, dünyanın en eski mozaik döşemesi, içinde dikili taşların bulunduğu önemli bir yerleşim merkezidir. M.Ö.6. bin yıllarında ilk kez kilden çanak çömlek yapımı, tarım ve hayvancılığa dayalı, gerçek köy yaşantısının "gelişkin köy evresi" olarak adlandırılabilir.
Kurban sunak yerleri tespit edildi
Çayönü yerleşmesinin çeşitli evrelerinden o dönemdeki inançlar ile ilgili törenler için kullanıldığı anlaşılan yapılarda bulunmuştur. Bunların en ilginçlerinden biri "Kafataslı" yapı olarak bilinen Izgara planlı yapıların sonu ile kanatlı yapılar dönemine yaklaşık olarak M.Ö.7. bin yıllarına tarihlenen ölü kültü ile ilgili olan yapıdır. Güney kısmında geniş bir avlu, bu avlunun iki yanında sekiler ve ortasında özenle işlenmiş bir sunak bulunmuştur. Sunağın üzerinde insan ve hayvan kan pıhtısına rastlanmış. Bu da tanrıya kurban kesme geleneğini göstermektedir. Kuzey kesiminde ise insan kemiklerinin depolandığı hücre gibi bölümlerde bulunmaktadır. Arkadaki küçük hücre mekanlarında 73 insana ait kafatasları depolanmış olarak bulunmuştur. Çayönü insanı, ölülerini oturdukları evlerin altına gömüyorlardı hemen her yapının altında mezarlara rastlanmıştır. Mezarlarda Hocker tarzda konulmuş iskeletlere rastlanıldığı gibi doğrudan mezara gömülmüş örneklere de rastlanılmıştır. Bu döneme ait ölü kültü yapılarına Yakındoğu’da bir çok kazı yerinde rastlanılmasına rağmen, Çayönü yapısı bunların içinde anıtsallığı ve iskelet sayısı ile en önemli olanıdır.
Dünya kültür tarihi için önemli
Çayönü yerleşmesinde değişik zamanlarda yapılan kazılarda, çakmaktaşı, bazalt, doğal bakır, orak, kazıcı-delici aletler ve çeşitli süs eşyaları gün yüzüne çıkarılmıştır. Çayönü yakınlarında çakmaktaşı yatakları tespit edilmiş ve ilk insanların bu çakmaktaşlarından faydalandıkları tespit edilmiştir.
Çayönü, Yakındoğu’da en erken seramik kullanımı öncesi yerleşim merkezi olması açısından büyük önem taşır. Ayrıca, Anadolu’da böyle bir yerleşim tespitinin yapılması o döneme ait çok büyük çapta mimariye ait kalıntılar olması da dünya kültür tarihi içinde çok önemli bir yerleşim olduğunu göstermektedir.
Şimdiye kadar sadece 4.654 metrekaresi araştırılabildi
Çayönü'nde yapılan kısmi kazılarda, insanlığın ilk yerleşim yerlerinden biri olması nedeniyle çok önemli bulgulara rastlanmasına rağmen, sonraki yıllarda ciddi bir kazı çalışması yapılmamıştır. Şimdiye kadar yürütülen 16 kazı mevsiminde, Çayönü höyüğünün sadece 4.654 metrekaresi kazılabilmiştir.
Yapılan kısmi kazılarda bile insanlık tarihi için çok önemli bulgulara rastlanılmıştır. Araştırmalarda, Çayönü'nü neolitik yerleşmesinin Yakın Doğu'nun en büyük yerleşmelerinden biri olduğu tespit edilmiştir.
Yapılan kazı çalışmalarında Çayönü'nde Neolitik çağdan Ortaçağ'a kadar kesintisiz bir yerleşme olduğu bilim insanlarınca kabul edilmiştir.
Çayönü ve Neolitik dönem
Neolitik dönem, insanlığın göçebe hayattan yerleşik hayata geçmesiyle beraber oluşturduğu sosyal, kültürel, ekonomik, dini, mimari vs. gibi pek çok alanda yaşadığı çağın şartlarına göre zirve yaptığı zaman dilimidir.
Anadolu coğrafyasında Neolitik dönemi yaşayan pek çok yaşam merkezi vardır. Bunlardan en önemlilerinden biri şüphesiz Çayönü yerleşim alanıdır. Gerek oluşturdukları sistematik yerleşme gerekse çevre medeniyetlere yakın olması Neolitik dönem yerleşmeleri içerisinde Çayönü'nü ön plana çıkmıştır.
Tam teşekküllü yapılaşma alanı
Çayönü’nün önem arz etmesinin bir başka sebebi ise bölge sınırları içerisinde tam teşekküllü yerleşim modeline yakın bir yapılaşmanın görülmesidir. Kült ve kamu binalarının varlığı, kendine has mimari tarzı ve gelişmiş mühendislik bilgilerinin mimariye yansımasıyla pek çok araştırmacı tarafından ilgiyle takip edilmiştir. Yuvarlak çukur tabanlı, ızgara planlı, kanallı , taş döşeli, hücre planlı ve geniş odalı yapılar, kült ve kamu binaları, ateş çukurları, çöp çukurları, kafatası odalarından oluşan son derece iyi tasarlanmış ve dönemin mimari tarzına ışık tutan yapılardır. (SÜRECEK)
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
Diyarbakır'da patlama: 2 kardeşten biri öldü, diğeri yaralandı
Diyarbakır'da patlama: 2 kardeşten biri öldü, diğeri yaralandı
Amedspor duyurdu: Maça gidecek olanların dikkatine
Amedspor duyurdu: Maça gidecek olanların dikkatine