Meryem Ana Kilisesi, bir zamanlar Ermeni ruhani yaşamının merkeziydi. 360 odalı olduğu iddia edilen bu yapı nasıl harabeye döndü?
Ergani ilçesi, tarihin sisleri arasında unutulmuş bir ibadethaneye ev sahipliği yapıyor. Bulutların arasında bir kartal yuvası gibi yükselen, 360 odalı olduğu iddia edilen Meryem Ana Kilisesi, zamanında dev bir manastır kompleksinin merkeziydi. Bugün ise, define avcıları ve ilgisizlik nedeniyle yalnızca taş yığınları kaldı.
BULUTLARIN ARASINDAKİ TAPINAK
Ne zaman inşa edildiği tam olarak bilinmese de, Ermeni Rahip Ğugas İnciciyan’a göre, Meryem Ana Kilisesi, Ergani’den bakıldığında gökyüzüne uzanan heybetli bir yapıya sahipti.
Bulunduğu Zülküf Dağı bu nedenle halk arasında “Meryem Ana Dağı” olarak anılıyordu.
Kilise, yalnızca bir ibadet yeri değil; eğitim binaları, misafirhaneleri, ahırları, mutfağı, fırınları ve kilerleriyle adeta bir yaşam kompleksi olarak kullanılıyordu.
TATEOS’A İTHAF MI EDİLDİ?
İnciciyan’ın Ermenice kaleme aldığı “Aşkharakrutyun” adlı eserde, kilisenin Hz. İsa’nın havarilerinden Tateos adına kurulduğu bilgisi yer alıyor.
Kilise, daha sonra yıkılmış, ardından tekrar inşa edilmiş. Bu süreçte içinde Hz. Meryem'e ait kutsal bir resmin bulunduğu da kayıt altına alınmış.
Rahip Nağaş Mıgırdıç’ın 14. yüzyılda burayı yeniden canlandırdığı, kilisenin kapısında buranın kutsal bir mekân olduğunu belirten bir yazıt olduğu ifade ediliyor.
YANGIN, YIKIM VE YENİDEN YAPIM
Yeğiazar Gatoğigos tarafından 1663 yılında temeli atılan manastırın, Pağeşli Nurdinyan Aprahman döneminde büyük bir yangın geçirdiği kaydediliyor.
Yangında, fırın, mutfak ve kilerin yok olduğu, sonrasında, öğrencisi Rahip Garabed tarafından bu yapıların yeniden inşa edildiği ve kilisenin bir dönem Diyarbakır Patrikliğinin yazlık merkezi olduğu da belirtiliyor
GİZLİ SU MAHZENLERİ VE ÇİNİLER
Kilisede Piran (bugünkü Dicle ilçesi) yönüne bakan derin su mahzenleri bulunduğu, kemerli büyük odalar şeklindeki bu yapıların kar deposu olarak da kullanıldığı ifade ediliyor.
1960’lara kadar duvarlarında çini kalıntıları görülmüştür. Harabelerin ortasında bağımsız bir sarnıç da yer alıyordu.
360 ODALI OLDUĞU İDDİA EDİLİYOR
Ergani Belediyesi yayınlarında ve çeşitli kaynaklarda, kilisenin 360 odalı olduğuna dair bilgiler yer alsa da, bu sayıyı doğrulayacak arkeolojik bir bulguya henüz ulaşılamamıştır.
İÇLER ACISI DURUMU
Bugün Meryem Ana Kilisesi’nin taşları, bir zamanlar göğe uzanan bir yapının izleri olarak dağın zirvesinde kaldı.
Tahribatın başlıca nedenleri arasında define avcıları, ilgisizlik, koruma eksikliği ve doğal etkenler gösterilmektedir. Aynı zamanda “gavur mabedi” olarak görülmesinin de koruma reflekslerini ortadan kaldırdığı ifade edilmektedir.