Advert

SiLAH BIRAKMA A‡AĞRISININ YANKILARI

HDP ve hükümet yetkililerince Dolmabahçe'deki çözüm toplantısında deklare edilen Abdullah A–calan'ın yaptığı silah bırakma çağrısı gündeme damga vururken, Ergani Haber Gazetesi olarak yapılan silah bırakma çağrısı ve çözüm sürecinin akıbetini ilçedeki siy

SiLAH BIRAKMA A‡AĞRISININ YANKILARI
Bu içerik 3312 kez okundu.
 6 yıllık çözüm sürecinde silah bırakma çağrısıyla yankı bulan süreci coşkuyla karşılayanlar kadar, temkinli yaklaşanlar da dikkat çekiyor. Murat Babacan'a çözüm sürecinde yaşanan son gelişmeleri değerlendiren siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşlar şu değerlendirmelerde bulundu…
"ÇÖZÜM SÜRECi EN BÜYÜK BARIŞ PROJESiDiR"
Şükrü Sayan (AK Parti ilçe Başkanı): "Hükümetimizin başlattığı çözüm süreci Türkiye'nin 21. Yüzyılda yürüttüğü en büyük barış projesidir. Tarihi ve açıklandığı yer bakımından büyük anlam taşıyan silah bırakma çağrısı, barış mutabakatına doğru atılan en büyük adımlardan birisidir. Normalleşme sürecinin kesintiye uğradığı 12 Eylül darbesinin ardından PKK ve paralel örgüt kurulmuş, gelinen noktada Türkiye bu ikisiyle yüzleşmekte ve hesaplaşmaktadır. Sürecin başarıya ulaşması için herkese görev düşmektedir. Türk, Kürt ve diğer tüm azınlıklarla bu topraklarda kardeşçe yaşamak için yeni bir sözleşme ortaya koyacağız. Geçmişte sorunlarımızı Washington, Londra, Paris ve Oslo'da görüşürdük. Şimdi ise hükümetimizin sağduyulu davranışı, bölge ve ülke insanlarımızın sahiplenmesiyle sorunlar bölgenin merkezinde konuşulmaya başlanmıştır. Ortadoğu'daki bölgesel barış yeniden hakim olacaktır." 
"HÜKÜMET SEÇiM YATIRIMI YAPIYOR"
Dilan Akhatun (HDP ilçe Eş Başkanı): " Şüphesiz çözüm sürecinde en önemli aşama, hükümet ve HDP'nin açıkladığı on maddelik çözüm haritasıydı. Somut adımlar atılmadan silah bırakılmasını beklemek mantıklı değil. Kaldı ki geçmiş deneyimler ortadadır, her zaman barış yanlısı olduğumuzu gösterdik ama karşılığını alamadık. Bu nedenle bu halkın artık boş laflara karnı toktur. Nitekim geçtiğimiz hafta sonu Sayın Abdullah Öcalan'ın sunmuş olduğu on maddelik çözüm haritasının açıklanmasının ardından ertesi gün TSK'nın operasyon düzenlediğini okuduk ajanslardan. Bu son örnek bile hükümetin ne kadar pervasız ve samimiyetsiz olduğunu gösterir tarzda. Bizler artık bu tarz oyunlara gelecek halklar değiliz. Her seçim öncesi halkın nabzı yoklanıyor seçim bittikten sonra aynı tas aynı hamam. Bunu biz her seçim sürecinde yaşadık maalesef. Sen kalk hem çözümden söz et; on maddelik öneri açıklanırken heyetle birlikte kameralar karşısında poz ver, sonra da ertesi gün operasyon hazırlıkları yap! Demezler mi sana; "bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?" çözümün adresi Sayın Abdullah Öcalan ve PKK dir. Umarız ki, 21 Mart Newroz'una kadar somut adımlar atılırda bir çözüme ulaşırız."
"ÖCALAN HEP BARIŞTAN YANAYDI"
Şeyhmus Doku (DBP ilçe Başkanı): "Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan, henüz 70'li yılların ortalarında Kürt sorunun çözümüne yönelik faaliyet yürütmeye çalışırken, Türkiye'den bağımsız bir şekilde yürütmektense, Türkiye ile birlikte bu sorunu nasıl sonuca ulaştırılır noktasında arayışı olmuştur.  Böyle bir yaklaşım o günün mevcut koşulları pratikte bir bütünleşmeye zemin sunmamıştı. Ancak fikir bağlamında iki halkın kardeşliği temelindeki yaklaşım aslında PKK cephesinde hiçbir zaman göz ardı edilmedi, çözüme yönelik kapılar sürekli aralık bırakıldı. Fakat sistem buna zemin sunamadı, bugüne kadar gelindi. Gelinen noktada yaşanan siyasi gelişmeler anlamlı ve tarihidir. ilk defa Kürt tarafından parlamentodan temsilcilerin hükümet kanadıyla aynı masada ortak bir deklarasyonda bulunmaları bir dönüm noktasıdır. Neticeye varabilmemiz için hükümetin bu konuda ortaya koyacağı tavırlar belirleyici olacaktır. Daha önceden de benzeri açıklamalar yapılmış, ancak pratik karşılığı olmayınca süreç istenilen biçimde ilerleyememiştir. ilerleme kaydedilmesi için hükümetin on maddelik demokratik taleplerin somut olarak hayata geçirmesine bağlıdır. Ancak atılacak somut adımlar Türkiye'de kalıcı çatışmasızlık ortamının teminatı olur.
"PKK HEMEN SiLAH BIRAKMAZ" 
Hasan Haksever (Kardeş - Der Başkanı): "Yapılan ortak açıklamayı olumlu karşılamaktayız. Bölgenin menfaatini düşünmekteyiz. Temennimiz, Kürt bölgesinde kanın durması ve Kürt halkının refaha ulaşmasıdır. On yıllardır zulüm altında olan bölge halkı değişik vesilelerle büyük sıkıntılara maruz kaldı. Bölgenin kalkınması ve savaşın barışla sonuçlanması hepimizin beklediği bir sonuçtur ancak, PKK'nin hemen silah bırakabileceğini ben zannetmiyorum. Hükümetle imralı arasında görüşülen bazı gizli konular olduğunu düşünüyoruz. Öte yandan iyi biliyoruz ki PKK, tek yerden yönetilmiyor. Müzakere sürecinde imralı ile kandil arasında yapılan görüşmelerde görüş ayrılıkları çıkmıştır. Bu görüş ayrılıkları iç ve dış etkenlerinin varlığını açıkça gözler önüne seriyor. Bu anlamda yapılan çağrının ardından PKK'nin hemen silah bırakması beklenemez." 
"BiR iYi NiYET BEYANIDIR, BARIŞ iÇiN ÖNEMLiDiR"
Vedat Çetin (Gazeteci- Yazar): "10 maddenin kamuoyuna açıklanması 15 Şubat'ta yapılacaktı. 28 Şubat AKP'ye yapıldığı iddia edilen 28 Şubat darbesinin yıl dönümünde, Dolmabahçe Sarayı'nda yapılması, Kürt tarafı için değil AKP için anlamlı bir günde yapılmış oldu. Kamuoyuna ortak açıklama olarak lanse edilmesine rağmen Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ayrı ayrı açıklama yaptılar. 
ilk bakışta önceliklerin değiştiği görülebiliyor. AKP, bir an önce silahların bırakılmasını istiyor. iki tarafın da yaptığı açıklamalar, bir iyi niyet beyanıdır, barış için önemlidir ve değer biçiyoruz. AKP Hükümetinin demokratik adımlar atacağından ise pek ümitli değiliz. Ama hükümet barışta kararlıysa öncelikle iç Güvenlik Yasası'nı geri çekmeli ve 10 maddelik müzakere başlıklarını tartışmaya açmalı, gereklerini yerine getirmelidir. Barış için atılacak bir adımın seçimin doğuracağı bütün adımlardan daha önemli sonuçlar doğuracağına inanıyoruz. Sayın Öcalan ve PKK önderliği silahlı mücadeleyi doğuran nedenlerin ortadan kalkması halinde silahlı mücadeleyi bırakacaklarını her zaman dile getirmişlerdir."
"SORUN SiYASi MALZEME YAPILMAMALI"
Bülent Taner (Ergani Kuyumcular Derneği Başkanı): "Kırılmalara açık bir süreç var ortada. Sorumluluk herkesin üzerinde bir vazifedir. iç güvenlik paketi gözden geçirilmeli ve demokratik olmayan nüveler paketten çıkarılmalıdır. Gelişmiş ülkelerde güvenlik yasaları artık raftan kaldırıldı. Güvenlikçi yasalar sadece yeni meseleler üretir. Taraflar her konuda sorunun çözümüne odaklanmalılar. Korku, gerilim ve nefret uyandıracak sözlerden kaçınılmalı. Niyet iyi olmalı ve sorun siyasi bir malzeme olarak kullanılmamalı. Kürt tarafının her zamankinden daha fazla barışa hazır olduğunu gözlemlemekteyiz. Aynı kararlılığın hükümet ve devlet tarafından da gösterilmesi gerekir. Hiç bir taraf kendi içlerinde çıkan barış karşıtı tutumlara ve söylemlere izin vermemeli. Kimse düşüncelerinden ötürü bastırılmamalı ama barış hususunda herkesin ikna edilmesi de elzemdir. Kürt sorunun tümden çözüme kavuşturulması halinde Türkiye'de yaşayan halkların sahip olacağı ekonomik, sosyal, kültürel, demokratik ve yaşamsal kazanımlar ile ilgili daha ciddi ve sayısal olarak daha fazla tv programları, oturumlar ve bilgilendirmeler yapılmalıdır. Kimin ne yapacağını kestirmek zor belki ama şunu çok iyi bilmekteyiz ki barış masasından kalkıp kaçan taraf kaybedecektir. Ama umutluyuz ve tarafların meseleyi tümden çözüme kavuşturacağına inanıyoruz. 21. yüz yılın Türkiye halkları açısından barış yüz yılı olmasını temenni ediyoruz."
"ÇÖZÜMÜ HÜKÜMETiN ATACAĞI ADIMLAR BELiRLER"
Mehmet Biçen (Avukat): "Kürtler yıllardan beridir barıştan yanadır. Çözüm süreci, Mart 2013 Nevrozunda Sayın Öcalan'ın açıklamalarının ardından Kürt coğrafyasında ciddi bir destek buldu. Özellikle akil insanlar heyetinin oluşmasıyla birlikte batıda da kamuoyu oluştu. Ancak kamuoyu oluşmasında çeşitli adımlar atan hükümet, şimdiye kadar sorunun çözümüne yönelik kalıcı adımlar maalesef atamadı. Sürekli zamana yayma politikası zaman zaman olumsuz sonuçlar doğurdu. Son olarak Rojava'da yaşanan Kobani'ye yönelik IŞID saldırılarına Kürtlerden çok ciddi anlamda tepkiler oluştu. Hatta çıkan 6-7 Ekim olaylarında Kürtler çok büyük tepki gösterdi. Özellikle Kobani olaylarından sonra işin ciddiyeti anlaşılarak, çözüm sürecinin başarıya ulaşmaması durumunda benzer provokasyonların Türkiye'yi bir iç savaşa sürükleyeceği endişesi hükümeti arayışa itti. Gelinen noktada Kürt sorunun çözümünde başarıya ulaşılabilmesi için her kesimin bu sürece destek vermesi gerekmektedir. PKK'nin silah bırakıp bırakmayacağı, Haziran genel seçimlerinden sonra hükümetin atacağı somut adımlara bağlıdır. Çözüm sürecinin akıbetini hükümetin atacağı adımlar belirleyecektir."
"TARAFLAR SiMiMiYET TESTiNDEN GEÇECEK"
Rıfat Kaplan (Muhtar): "Beklentimiz, yıllardan beridir süre gelen Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle çözülmesidir. Çözüm sürecinde gelinen noktada yapılan son açıklamalar ve gidişat son derece umut verici boyuta ulaşmıştır. Son gelişmeler her iki tarafı samimiyet testinden geçirmektedir. Özellikle hükümet tarafının bu samimiyet testinden somut bir şekilde geçmesi gerekmektedir. Mesela iç güvenlik paketinin ısrarla meclisten geçirilmek istenmesi hükümetin bu sorunun çözümünde samimi olmadığını göstermektedir. Bu bir dayatmadır. Samimiyetin ilk göstergesi olarak bu iç güvenlik paketinin geri çekilmesi ve sonrasında ise Kürt sorununun demokratik çözümü için belirlenen on maddelik yasal beklentilerin en kısa zamanda somut bir şekilde hayata geçirilmesidir."
"HENÜZ iŞiN BAŞINDAYIZ" 
Şeyhmus Özdemir (Çiftçi): "Ben ortaya konulan çözüm maddelerinin bir çerçeve olduğunu düşüyorum. 6 yıldan bu yana süre gelen çözüm sürecinde henüz işin başında olduğumuzu düşünüyorum. Medyanın bu konuda yaygara kopartarak toplumda bir algı oluşturmaya çalıştığı kanaatindeyim. PKK'nin silah bırakacağı anlamında kopartılan yaygara son derece yanlıştır. O çağrı bir niyet çağrısıdır. Bu çağrı şu anlama gelmektedir; 'eğer Kürt sorununun çözümünde ciddi anlamda adımlar atılırsa, biz bu doğrultuda silah bırakmaya kadar gidebiliriz' şeklinde bir niyet beyanıdır. Bu bağlamda işin henüz başındayken böyle çarpıtmalar yanlış ve algı oluşturmaya yöneliktir. PKK'nin hemen silah bırakması mümkün değildir. Kürt sorunu Anayasal temelde tamamen çözülmediği sürece PKK silah bırakmaz, ideolojisi buna izin vermez."
 
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
Damat dehşeti; 1 ölü, 2 yaralı
Damat dehşeti; 1 ölü, 2 yaralı
Güvercin kavgasında 3 kişi yaralandı
Güvercin kavgasında 3 kişi yaralandı