Advert

YAZAR MEHMET ALi ABAKAYç™DAN 12 KiTABIN A–YKAœSAœ

Diyarbakır araştırmaları ile tanınan Eğitimci-Yazar Mehmet Ali Abakay, gazetemizi ziyaret etti, kitap setini arşiv amaçlı imzalayarak verdi. Diyarbakır Araştırmaları Dizisi biri öykü, ikisi şiir, dokuzu araştırma olmak üzere Diyarbakır Araştırmaları Dizis

YAZAR MEHMET ALi ABAKAYç™DAN 12 KiTABIN A–YKAœSAœ
Bu içerik 3574 kez okundu.
Haber Merkezi- Diyarbakır, son yıllarda hakkında yazılan kitaplarla gündemde yerini koruyor. Türkiye’de hakkında en çok kitap yazılan şehirlerin başında gelen, belki de istanbul’dan sonra ikinci şehir olan Diyarbakır, yine toplu kitaplara konu oldu. Diyarbakır hakkında yaptığı araştırmalarla tanınan Mehmet Ali Abakay, bugüne kadar kaleme aldığı makalelerin bir bölümünü ulusal ve uluslararası sempozyum bildirilerinden seçmeleri yayınladı. Yayınevi desteği olmadan, çalışmalarını kitaplaştıran Mehmet Ali Abakay, gazetemize ziyarette bulundu.
On iki kitaptan oluşan ilk setin, şehri konu alan çalışmalarının başlangıcı olduğunu vurgulayan Eğitimci-Yazar ile sizin için söyleştik, bu söyleşiyi sunuyoruz:
-Çalışmalarınızı yıllardır sürdürüyorsunuz, kitaplaştırdınız. 12 kitap ile bir keresinde görünmek, bunu tek başına gerçekleştirmek kolay bir iş değildir. Sizi okurlarımıza nasıl tanıtabiliriz?
-Ben, on beş yıl önce Ergani Haber’in çıktığı dönemi hatırlıyorum, sizinle tanışmamız o dönem olmuştu. Bu onbeş yıl içinde Ergani Haber, yüzleri aşan sayıya ulaştı. Biz, otuz yıl içinde yayınladığımız kimi makaleleri, yayınlanmamış araştırmaları, kimi sempozyum bildirilerimizi bir arada sunmak ve yitikler arasına karışmaması için yayınladık.
Sadece şehir konulu çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Diyarbakır denince akla ne geliyorsa, tarih-kültür-sanat üçgeninde çalışmalarımız var, devam ediyor.
Eğitimci olarak tek başına 12 değil 21 kitap yayınlayacaktım. Bu ilk set, şehrin hakkında yazılan makaleler ağırlıklı oldu. Diğer kitaplarımız 13 ilçe için birer, şehir merkezi için dört olmak üzere 2. Set için 17 kitaptan oluşacak. Yayınlanacak kitaplarımızın sayısı 50 civarında. Amaç şehrin daha iyi tanınması ve tanıtılması. 
Gayemiz, kişinin bilgiye ulaşma yolunun önündeki engelleri kaldırmak ve sanal kirlilik içinde, çoğu yanlış bilgilerle kurgulanan sadece kopyala-yapıştır tekniğiyle oluşturulan kitapların bir değer taşımadığını okura hissettirmek.
-Diyarbakır ve elli kitap…. Bu kitaplardan maddî beklentiniz var mı?
-Kitapları fotoğraflarından yazılarına, dizgisinden sayfa düzenine kadar ben hazırlamaktayım. Bu konuda yaptığımız sadece basım ücreti ve diğer harcamalar. Elbette beş-on kişinin yaptığı işi tek başına üstlenmek zor. Kitabı yayınlamak kolay, bunun dağıtımı-satışı, pazarlanması bir dert. Yine de yayınlamaya devam edeceğiz, bu kitapları. Çünkü şehrin tanınmadan tanıtıldığı kimi eserleri görünce, insanın bu denli yanlış bilgilerle yola çıktığında karşılaşacağı sonuçlara dikkat çekiyoruz.
Ünlü bir yayınevi, Diyarbakır’ın yanı başında akan nehrin Fırat Nehri olduğunu yazıyor, turizm amaçlı bir kitabında. Bir başka gezi yazarı, Malabadî Köprüsü’nü Batman’da gösteriyor. Bakıyorsunuz bir yazar, Dünyaca ünlü Esfel (Hevsel) Bahçeleri’ni yayla olarak göstermektedir. Hızını alamayan kimileri, Kırklar Dağı’na Nuh Peygamberin Gemisi’ni oturtur. 
Biz, bu kitapların herkes tarafından okunmasını istiyoruz. Özellikle Diyarbakır’daki okul kütüphanelerinde bu setin bulunmasını istiyoruz. Çünkü öğrencilerin şehir hakkında yanlış bilgilerle bir sonraki kuşağı oluşturmasını, şehirlerini yanlış tanımasını ve tanıtmasını arzulamıyoruz.
-Oldukça önemli bir konu. Yarın Çay Önü, Çermik’te gösterilirse gibi bir durum. Kral Kızı Dicle’de, Hani’de varmış gibi olsa!...
_-Değindiğiniz gibi bu durumlar olmuştur. Çermik ilçemizde Hani’de bulunan su kaynakları ve diğer kimi hususlar gösterilmişti, bir kurumun Kültür Kılavuzu adı verilen çalışmasında. Yarın Ergani’ye ait olan ve Ergani Coğrafyası’nda bulunan bir mekân, bir eser başka bir ilçede gösterilebilir, bu sanal kirlilik ortamında ve bu bilgiler kitaplara da iz düşüm yapabilir, yapmaktadır da.
Bir bakanlığın sitesinde şehrimiz merkezinde 16 kalenin yer aldığını gördüğümde bu bilginin, yanlış bilginin kaldırılması için yazdık, yazıştık, sonuçta Diyarbakır’da bu konunun araştırıldığına dair bir yazı elime geçti, şehir merkezinde 16 kalenin mevcudiyetinin olmadığı tespit edildikten sonra yanlış bilgi böylelikle siteden kaldırıldı. Acıklı ve mizaha taş çıkartan bir bilgi kirliliği bu.
-Farklı örnekler var mı?
-Diyarbakı’rın 639’da Araplar tarafından işgal edildiği ibaresini gördüm, bir bakanlık sitesinde. Bzie düşen yanlışlıkları düzeltmek, bir kara mizah örneği. Savaşlar olduğu zaman, savaş işgal mantığını ortadan kaldırır.  Verdiğimiz cevabî yazımızda bu bilginin oldukça düzeltmeye ihtiyacı olduğunu belirttik, bu yanlış da ortadan kaldırıldı, nihayet.
-Kitaplarınızı tanıtmayı isteriz, sizden? 12 kitabı bir çırpıda tanıtmak zor olacak…
-Sezai Karakoç, edebiyatın her alanında eser vermiş bir isim. Biz de edebiyat alanında, kültür alanında, sanat alanında yapılanı şehir üzerine uyarlıyor ve şehir konusunda ortaya koyduğumuz çalışmalarla şiirler, makaleyle, hikâyeyle, denemeyle, araştırmalarla şehri tanıtmaya devam ediyoruz. Şiir Kitaplarımızın adı şöyle: Doğu’dan Geldim, Şairin Dilinde Diyarbakır.
Şairin Dilinde Diyarbakır, iki bölümden oluşmaktadır. Diyarbakır’ı şiirinde konu alan şairlerden örnekleri karşılaştırmalı veriyoruz ve şiirler ikinci bölümü oluşturuyor. Doğudan Geldim, başlı başına uzun soluklu şiirlerden oluşmaktadır. 
Hançepekli, Diyarbekir Hikâyeleri’dir, tek başına. Dünyamızdan insanları ele aldık, farkında olmadan yaşadığımız gündelik hayatta zorluk çeken insanımızı kahraman olarak seçtik. Bazen köyünden mecburen şehre göçen yaşlı bir kadın, bazen sağır-dilsiz bir adam, bakarsınız oyuncak bebeği çocuğu bilen bir kadın, çevrenin akıllıyı deliye çevirdiği bir ortam, ön plâna çıkmak için arkadaşlarını yok bilen politika anlayışı… Tümüyle hayattan seçme portreler üzerine bir hikâye kitabı.
Diyarbekir Yalnızlığı-Yalnız Diyarbekirliler, iki bölümden oluşur. ilk bölüm Diyarbekir Yalnızlığı’nda denemeler yer alır, ikinci bölümde şehrimizin son dönem usta isimleri yer alır: Ali Emirî Efendi, Hattat Hamid Aytaç, Celâl Güzelses, , Ahmed Arif, Şevket Beysanoğlu ve  Sezai Karakoç… Bu isimlerle ilgili daha önce bilmediğimiz çok önemli tespitlerimiz var ve bu kitap halk için, akademisyen için olduğu kadar orta dereceli okullarda okuyan öğrencilerimiz için önemli gördüğümüz bir eser, çalışma.
Diğer kitaplarımız Diyarbakır Araştırmaları adını taşımakta, dokuz kitabı oluşturmaktadır. Kitapların kimisine isim verdik, kimisi araştırmalar olarak kaldı: Diyarbakır Kalesi, Şehrinde El Olmak, Diyarbekirlilik&Diyarbakırlılık, Diyarbekirin Fethi&Diyarbakır Yazıları, Diyarbakır Mutfak Araştırmaları&Diyarbakır Konulu Makaleler,Kültürümüzde Gül& Diyarbakır Makaleleri, Zembilfroş-Ashab-ı Kehf-Kırklar Dağı, Diyarbakır Yazıları.
-Diyarbakır Araştırmaları’nda ele aldığınız konular nelerdir, çoğunlukla?
-Diyarbakır’da Eğitimi, Kütüphaneleri, Çayda Çıra’yı, Diyarbakır Camiileri, Hanları, Hamamları, Mutfağı, Esfel Bahçelerini, Kırklar Dağı’nı, Müziği, Tarım-Hayvancılık Tarihi, ipekböcekçiliğini, Peygamber Makamları’nı, Sahabeleri, Diyarbakırda Medeniyetleri, Diyarbakır Basınını, Efsaneleri, Burçları, Surları, Köşkleri, Düğünleri, Mezarlıkları, Karacadağ Pirincini,  Diyarbekir Peynirini, Kadayıfçılığın Tarihi’ni, Dört Ayaklı Minare’yi bulabilirsiniz tüm ayrıntılarıyla. Amacımız şehri tanıtma olduğu için bu seti okuyan insanımız şehrini ve ilçesini kolaylıkla farkında olmadığı özellikleriyle tanıyacaktır, kuşkusuz ve yanlışlar yerini doğrulara bırakacaktır, zaman içinde.
-Peki bu sessizlik içinde reklâm-tanıtım işleri oldu mu?
-Biz, eğitimciyiz, yazdığımız eserler zaman içinde tanınır ve okunur. Ticarî düşünmedik, hiçbir zaman. Sadece bu eserlerden her ilçe ve okul kütüphanesinde yer alsın isteriz, şehre meraklı, sevdalı insanımız bu eserleri alsın diyoruz. Bir daha basımı söz konusu olmayacak, bu eserlerin. Çünkü kitaba saygının, yazarın emeğine saygının olmadığı dönem içinde biz tarihe not düşürme amacıyla yazmaktayız. 38 kitabımızı yayınladıktan sonra tekrar toplu basılır mı? Bunu bilmemiz, şimdilik çok zor. Biz, reklama gerek duymadık, tanıtım afişleri hazırlamadık. Siz yerel basının mensupları bu tanıtımı hakkıyla yapmaktasınız.
-Kitap geliriyle zengin olmak istemiyorsunuz, anladığımız kadarıyla…
-Evet, amaç bu kitapların basımını sağlamak ve yeni kitapları yayınlamak. Elde ettiğimiz gelirin önemli bölümünü engelli insanımıza ayırıyoruz. Toplu kitap alımlarında engelli insanımıza, bulunduğu ilçede tekerlekli sandalye veriyoruz. 50 Takım kitap alan bir kuruma-kuruluşa en az 10 Tekerlekli sandalyeyi, ihtiyaç sahibi olarak belirlenen insanımıza yetkililerle beraber veriyoruz. Bizim için önemli olan insanımızın yardımına koşmak. Önceliğimiz elbette yaşlılar ve okula giden öğrencilerimizdir. Her ilçede toplu alım gerçekleştiği zaman, bizim engelli insanımıza yardım elimizi uzatma imkânımız doğuyor. Biz, 12 kitabımızdan elde ettiğimiz gelirin içinden basım masrafını çıkartıyor, zorunlu giderlerin dışında olan parayla insanımıza katkı sunuyoruz. Çünkü benim de engelli bireyim var ve bir kitabı, Hançepekli’yi engelli insanımıza adadık. Ortadoğu Tüm Engelliler Derneği ve Engelsiz Yaşam Gazetesi, bizim adımıza bu hayırlı işleri takip ediyor, gereğini yerine getiriyor. Amacımız gönül zenginliğidir, maddî beklenti değildir. Biz, öyle pahallı, cicili-bicili kutularda sunum yapmıyoruz, sadece ve albenisi az biçimde, okurun, dar gelirli insanımızın alabileceği derecede kitaplar hazırladık. Buna rağmen kitaplardan elde edilecek artı gelirle bu farklı, sıra dışı, kimsenin düşünmediği, engelli insanımızı hatırlayanımızın oldukça azaldığı bir dönemde sosyal bir yaraya parmak basmak istedik, kendi olanaklarımızı zorlayarak, birçok zorluğa katlanarak.   
-Umarız ki her ilçede engellileri bu set çalışmanızla sevindirirsiniz… Her kütüphanede bu kitaplarınız yerini alır ve genç kuşak doğru bilgileri ilk elden okur. Bu söyleşi uzun bir söyleşi oldu. Teşekkür ederiz.
-2015 Yılı’nın bize göre en çok ses getirecek olayı, kültür-sanat alanında önemli bir boşluğu dolduracak bu kitaplar yerine engellilere dikkat çekme durumumuzdur, kendi açımızdan. ilgi ve alaka gösterecek hayırsever insanımıza, yetkililere şimdiden teşekkürü borç biliyoruz, sağ olunuz. Biliyoruz ki yıllardır şehir konusunda böyle bir hamla yapılmadı, hiçbir yayınevi bu riski almadı, kendi başımıza bu şehri tanıtma çabamız da imkânımız ölçüsünde oldu. Umuyor ve bekliyoruz ki hem kitaplarımız okunur hem de en az 100 insanımıza tekerlekli sandalye hediye etme isteğimiz gerçekleşir.
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
Damat dehşeti; 1 ölü, 2 yaralı
Damat dehşeti; 1 ölü, 2 yaralı
Güvercin kavgasında 3 kişi yaralandı
Güvercin kavgasında 3 kişi yaralandı