Advert
iŞiN BiTiNCE BENi SEVER MiSiN ANNE?

iŞiN BiTiNCE BENi SEVER MiSiN ANNE?

Bu içerik 6239 kez okundu.
Kapıdan içeri girer girmez neşeyle bağırdı : ‘Anne biliyor musun bugün yuvada ne oldu? Anne: 
‘Görmüyor musun? Telefonla konusuyorum.’... 
Hiç kimsenin sevdiği şey birbirine benzemiyordu. Annesi telefonu, babası arabayı seviyordu. Herşey erteleniyordu, telefon, TV, temizlik, araba vb söz konusu olduğunda. Bir de eve misafir gelecek oldu mu kendisine hiç yer kalmıyordu. Nerelere gitsindi? 
Annesi kapattı telefonu. Mutfaktan tencere, kaşık sesleri geliyordu. Koşarak yanına gitti. ‘Sana yardım edeyim mi? ‘ dedi, en sevimli halini takınarak. Annesi manalı manalı baktı. ‘Hayırdır. Bir yaramazlık filan mı yaptın? Bak bir de seninle ugraşmayayım. Çok yorgunum zaten.’ dedi...
Yorgunluk nasıl bir şeydi...
Bazen elinde oyuncağıyla uykuya daldığında büyükannesi(ninesi) oyuncağı yavaşça elinden alır; ‘Nasıl yorulmus yavrucak. Uykunun gül kokulu kolları sarsın seni’ diyerek alnına bir öpücük konduruverirdi. 
Yorgunluk gül kokulu bir uykuya dalmaksa eğer, neden annesi kendisiyle böyle kızgın kızgın konuşuyordu? 
‘Anneciğim yorulduğun zaman gül kokulu uykulara dalarsın. Büyükannem öyle söylüyor.’ diye teselli etmek istedi.
‘Uykuya dalayım da gül kokuları kusur kalsın. Yorgunluktan ölüyorum.’ dedi annesi sinirle...
Bu kelimeden nefret ediyordu. "Yorgunum. Yorgun oldugumdan. Böyle yorgun yorgunken…"
‘Annecigim sen yorulma diye…’ konuşacak oldu, devam edemedi, sözü kesildi...
‘Yemekte konusuruz çocuğum. işlerim yetişmedi.Baban gelene kadar bunları bitirmem lazım. Hadi sen oyna biraz.’ ...
Çocuk devam etmek istedi anlatmaya derdini...
‘Hani siz yoruluyorsunuz ya…’ 
‘Eeee….’ 
‘Ben de oynamaktan yoruluyorum.’ 
‘Ne yapayım? ‘ 
‘Bilmem…’ 
Yapilmaması gerekenleri biliyordu da büyükler, yapılması gerekenleri hiç bilmiyorlardı. Işıklar söndü birden. Annesi öfkeyle söylenmeye başladı. ’Mum da yok’ diye diye karıştırdı dolapları el yordamı.. Çocuk sırtüstü yatıp, ninesinin köyünü düşündü. Gaz lambasının ışığında tavşan masalını anlatışını. Tavsanın duvardaki aksini getirdi gözlerinin önüne. Ninesi gibi iki ellerini birlestirip isaret parmaklarını yukarı kaldırarak tavşan kafası yaptı. ‘Bak tavşan’ diyerek parmaklarını oynattı. Yoldan geçen arabaların farları duvardaki tavşana yol açtı. Tavşan alabildiğine hür dolaştı sağda solda. Otlarla kuşlarla konuştu. Sonra yorgun düştü. Duvardaki görüntü o minik avuçların açılmasıyla kayboldu. Kolu yavasça kanepeden asağı sarktı. Sonra ışıklar geldi. Kadın çocuğun hiç konusmadığını akıl etti birden. Kanepeye koştu. Küçücük dizlerini karnına doğru çekerek uykuya dalmıştı. Elindeki işlere baktı iğrenerek. Dindirilmez bir pişmanlık doldurdu içini. Uyandırmaktan korka korka küçük alnına bir öpücük kondurdu. Çocuk sanki bu öpücüğü bekliyormuscasına; 
‘işin bitince beni sever misin anne?’ dedi. 
Kadın, sevilmek için randevu alan çocuğuna bakarak sabaha kadar ağladı. 
DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
Madde Bağımlıları Mücadele Derneği’nde silahlı kavga
Madde Bağımlıları Mücadele Derneği’nde silahlı kavga
Bizans ve Romalılara ait tarihi eser yakalandı
Bizans ve Romalılara ait tarihi eser yakalandı