Karmaşık ve bir yarışa döndü ülkemizin gündemi; savaşta her şey mübahtır(?) anlayışında yanılanlar; suçlamalar, karalamalar, mahremiyette belki iftiralarda bile fücurun peşine daldı takva yerine. Yarışıyor olmak için yarış gerekli, paylaşılamayanın taksimi söz konusu mu ki kişiler koşuya endeks ? .
Neyi paylaşamıyor islam ümmeti; zalimin zulmüne tepkide olmadığı kadar gayretli? Davasına sahip çıkan adamın kararlığına ve AZMiNEdir hayranlık, davası yanlış olsa bile; kararlılığı ve çabası örnektir yerinde oturan ve güneşte eşelenen tavuk misali aklı yem derdinde miskin hallerimize.
Bu kez hayranlık çok uzak çabaya da haklı çıkma sürecinde ortaya çıkanları çıkaranların kararlılığına da. Kendisini, grubunu ya da ideolojisini savunan fert ya da toplumsal oluşumlar; savunmayı saldırı savaşına dönüştürüyor ve düşürüyor savunmayı kendine yakıştıramayanların çatışma ahlakı, hak(lılık) savaşı tezahürleri; üst(lük) ve güçlü olma psikolojisi şüphesini ve savaş(?) edebini zihnimize…
Gündemi değiştirme metodu çokça işlendi bu ülkede ve dikkatleri başka yöne çekme çabaları edep ayrımını yapma kabiliyetimizi gölgede bıraktı. Ve varsa(!) hataların saklanılıp gerektiğinde sunulması, hata sahibinden çok bunları tezgaha sürenlere karşı algımızı silkelememiz gerektiğini tekrar hatırlattı. Oysa takdire değerdi kardeşlikten, hoşgörüden yeşillenilen yıllar ve verime gebeydi atılan adımlar. Şimdi aynı gayeye gittiğini iddia edenlerde bile uyuşmuyor savaşa bile yakışmayanlar. Ve şaşırtıyor barış sürecinde ırkçılığı, savaşı gündeme taşıyan yayınlar , gerektiğinde haklıda yana sessiz kalan dillere bu kez takılanlar ve darda kalınca ortaya çıkarılanlar…
Yakışmıyor Müslümanlara kardeş olmaktan uzak tutumlar. Tavırlarımız çelişiyoruz “Müslümanlar ancak kardeştir” (Hucurat 10) ayetiyle ve “ameller niyete göredir” gereği niyetlerdeki çelişki yansıyor, amellerin gölgesi düşünce. Örnek olmalı ÖRNEK kişi ve çelişmemeli söylemleri eylemleriyle. Fiillerinde ülkeyi kucaklayanlar dilini değdiriyor ateşe, dilinden bal damlayanlar(?) yangın çıkarıp ateş düşürüyor milletin huzurlu atmosferine. Ve karlı çıkıyor üşüşenler,kavganın ganimetlerine…
Oysa şematet etmek (birinin başına gelen felakete, belaya sevinmek) yakışmaz hiç kimseye; Nur suresi 19. Ayet-i Kerime ne güzel çarpar bu gerçeği zihinlerimize : “ Müminler arasında çirkin söylentilerin yayılmasından hoşlananları bu dünyada da ahirette de can yakıcı bir azap beklemektedir.” Ve şekillenmeli tutumlarımız vahyin yol göstericiliği ve “kardeşinizin uğradığı felaketi sevinçle karşılamayın” hadislerle . Oysa savaşanlar(?) seviniyor kardeşinin başına gelene hatta getirdiğine, rakip oluveriyor çıkarlara ters düşen kimse. Ve taraf oluyoruz işimize gelene, düşmanımın düşmanı dostumdur yanılgısı ve “en ”(!) olma çabasının meşruluğu(?) ile ya sevdiğimize sorgusuz teslimiyet ve biz olma aidiyetinin gözü kapalılığı ile . Taraf olmayı da beceremiyoruz edebiyle. Ve güce av gözüyle bakanlar çıkıyor sahneye, kapışanların birbirini yıpratıp yok etme sürecinde, arabuluculuk ya da haktan yana olma niyetiyle değil rakibine çelme takana teşekkürle.
Hususun salahiyeti için feda edilmemeli umumun menfaati, Prof. Hayrettin Karaman’ın kaleme aldığı gibi islam fıkhının kaidesi gereği, ümmet-grup menfaati çatışıyorsa, ümmet menfaati tercih edilmeli.
Yaşayışımız dokunsun ne suya sabuna dokunmayan duyarsızlık ekseninde pasiflikle ne de her şeye müdahil olup en iyi olan iddiası enaniyetindeki her şeyi mübah kılan aktiflikle. Unutuyor cemaatleri siyasetten uzak kılanlar, islam’ın hayatın içindeki tezahürünü(pasiflikle) ve unutuyor cemaatini, partisini en tepeye koyanlar kardeşlik ahlakını, yarışıyor birbiriyle hatta asıl düşmanı şaşırıp düşman oluşturuyor dostundan kendine(aktiflikle)…Yarışımız güç, otorite, “en” yarışı oldukça kutsadık fikrimizi, grup, cemaat, partimizi. Oysa adaletle hükmedip ferasetle tavır almalı ve ferdi değil ümmi davranmalıyız. Bizden oluşu değil kardeş ve haklı oluşu ve hakkı esas almalıyız.
Menfi değil müspet hareket etmeli; sabır, tevazu, özgürlük, adalet,ihlas, hakkaniyet, iyilik, tebliğ, ihsan dolayısıyla takvada yarışmalıyız… Rabbim hayırda yarışmayı, birincilikte değil takvada gözü olmayı ve yarış ahlakı nasip etsin. Mücadeleler çatışmaya dönüşmesin ve kardeşlik bilinci yitmesin… Birbirimize tanıklığımız mücadelenin de tavrın da hayrında olsun ve takvamız şahidimiz olsun...