Advert
TATiL TATiLLiĞiNi BiLSE,  PAZARTESi SENDROMU BiTSE

TATiL TATiLLiĞiNi BiLSE, PAZARTESi SENDROMU BiTSE

Bu içerik 6028 kez okundu.
Nedir tatil? Dinlenmeye neden bu kadar düşkündür insan? Pazartesi sendromu neden yinelenir her seferinde?
Tatil misafirliktir; tatile gönlünü kaptırmak rüyada takılıp kalmaktır. Misafirlik de tatil de dönüşe doğru ilerleyen bir saattir, bitişe ayarlıdır.Tatile misafir olduğunu bilmemekten kaynaklanıyor, Pazartesi(iş) sendromları. Tatili güçlenme, mola bilmemekten, çalışmanın misafiri olan tatile çalışmayı misafir eylemekten. Tatile sımsıkı tutunanlar, bağ(ım)lılar; dünya misafirhanesine sarılıp kalanlarla aynı yanılgı içinde. Nasıl ki güzel sıcak yaz günleri kışa, dinlenmeyi koynunda sallayan sakin geceler meşgul sabahlara dönecekse tatil de misafirlik de sona erecektir; bunu bilerek yaşamak platonik aşk depresyonundan korur zihni. Tatil nehrinin çalışmaya doğru aktığını bilmek, ilerletir; Pazartesi Sendromlarıysa ters yöne doğru yüzmektir gecenin sabah için olduğunu unutup, yorar ve tüketir.
Yaşlanan genç, hastalanan sağlıklı, tatili biten çalışan, hatta gecesi biten sabah yolcusu aynı bunalımı yaşar; ışıktan gözü kamaşıp önünü göremeyen far afaltısını.  Geçici olana, anlamsız olana anlamlı ve kalıcı olandan çok bağlanma yanılgısı ve kabuktan öze inememe, boşluk sancısı… Dinlenmek için yaşayan, çalışmayı sadece güzel bir dinlenceye hazırlık gören bakış açısındadır sıkıntının sebebi. Oysa dinlenmeyi çalışmaya hazırlık bilen, daha iyi ve verimli çalışmak için tatili kullananlar asıl dinlenenlerdir. Ürettiğimiz her şey ve Yaratıcımızın bizden başka tüm eserleri kendi gayesi için çalışırken; direnen, bulanıklaşan, paslanan ve gözü geçiciyle kamaşan yalnız insandır.
“Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur”, çalışmak panzehiridir tembellikten kaynaklı sağlıksız düşüncelerin.  Sağlam vücut meraklılarına da bir duyuru: sağlam vücut da sağlam kafada bulunur.Sağlam fikirlere, bakış açısına sahip zihnin yönettiği beden de ışıltılı, enerjik, güzel, sağlıklı ve sağlam olur. Bunalımlı zihnin bedeniyse hastalıklar, olumsuzluklarla meşgul, hasta ve her daim yorgun olur.Tatil biterken sancı çekenlerin karmaşıklığı amaçla aracın dolaşıklığındandır. Öyle bir kördüğüm olmuşuz ki hayatla; çalışmak için dinlenmiyor,dinlenmek için çalışıyoruz. Ve fabrika ayarlarımızı bozuyor, yapılış maksadımızı şaşırıyor haliyle bulanıklaştırdığımız camlarımızla hayatı da bulanık ve yorucu görüyoruz. Oysa işlemeye aşıktır demir. Göz bakmaya, el çalışmaya, zihin düşünmeye….
Tembellik en kötü hastalıktır insana, çalışmadıkça artan takıntılarımız, boşluktan artan iç sıkıntılarımız  gösteriyor ki boşluğun fazlası; tatilin, dinlenmenin fazlası da zarar insana. Kendine zarar vermede en becerikli organizma insandır, haddinden fazla bedenine, zihnine yüklenen ya da yükten korkup korktukça tembelleşen. Oysa sırttan fazla yükleri indirip asıl yükleri taşırsa hafifler beden bile. Endişeler, iş-çalışma, yarın kaygıları en büyük yüktür zihne; dünün pişmanlıklarına kardeşçe. Bu kaygı çuvalını bırakışımızla yere iner hayatımızdan gereksiz yükler, yorgunluklar ve yeni yüklenişlere yer kalır emeğimizde. Emeğini heba ediyor insan, zihin potansiyelini de endişelerle. Oysa boş tarla ekilmeye en müsait tarladır ve bozuk mahsul boşluktan daha zararlıdır.
Verimli yolculuk için gemiden fazla yükler atılmalıdır. Ve yaşam dümenimize budama lazımdır. Zihnimizde bir hasat sonrası temizleme, arınma. Tatil budamadır dallarımızı ama  yeni yük için. Tatil, toplamaktır mahsulleri dallarımızdan , yeni mahsullere hazırlamak için. O dallar boş salınmak için değildir, boşluğu sevmez oysa hiçbir mana. Boşluk en zıt anlamdır insana, manaya. insan en manalı, en anlamlıyken; boşlukla tamiri zor zararlar verir, geri dönüşümsüz neticeler yine insana..
insan tatili amaç değil araç edinir, dinlenmeyi çalışmaya giden yol bilirse kurtulur kördüğümden, çözülür iç yumağı, açılır çıkmaz sokakları. ister mesleki ister ailevi işler, meşguliyetler olsun; insan vazifesine odaklıdır. Meşguliyet eksenli… Merkez gücü hayır olan dünya-ahiret dengesi ayarlı, çalışma ekseni etrafında döner insan. Başlangıç meridyenin sütü hazır alan değil kendi çeken olduğu ilk anından itibaren çalışmaya, emeğe dönüktür yüzü. Güneşi üretmektir, işlemektir. Verim, netice değildir insanın gecesini aydınlatan yürüyemese bile emeklemektir.
 Zihnini emeklemekten kurtarmış hayatı adımlayan, zor görmedikçe zorluklara boyun eğdireceğini bilen, kendini layık olduğu konumla (hayat karşı elif gibi dimdikliğe yakışan duruşla ) konumlandıran ve zihinsel arınma ile budanmış  bilinçli bir  zihinle bedenini aktive eden, sağlamlık gerçeğini fikirsel aktivasyonla gerçekleştiren, tatili dinlenir dinlenmez bitirip özüne dönen, çalışmaya aşık arı olmadan bal toplanamayacağını bilen, kanat çırpmayan arının böcek olacağı bilincine sahip işleyen ve ışıldayan zihinler dileğiyle….Kördüğüme, bağımlılığa dönüşen her şey esarettir hatta hakarettir en şerefli canlı insana; kendini layıkıyla değerlendiren, asıl kıymetini bulan, doğru konumlandırmalar, algılamalar ile hayatı yük değil yol gören, araçları amaçlıktan kurtarıp amacını bulan, sağlıklı bilinçler duasıyla…
DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
Ergani'de şimşek deprem etkisi yarattı!
Ergani'de şimşek deprem etkisi yarattı!
Otomobil ile minibüs çarpıştı; ölü ve yaralılar var
Otomobil ile minibüs çarpıştı; ölü ve yaralılar var